CAMDAN MI, CANDAN MI?

SÖZE böyle başlamıştı. Farka gel çağrısı yapıyordu. Camdan mı, candan mı, evvela bunu belirle.

Neye talipsin?

Unutma, neyi istiyorsan sen osun birazda.

Çaldığın kapı; camdan mı, candan mı?

Kurduğun köprüler camdan mı, candan mı?

Ettiğin sözler de öyle. Camdan, renkli boncuklardan mı kurulu cümlelerin yoksa içinde can mı taşıyorlar?

Renkli cam parçaları daha fazla ilgi görebilir. Olgunlaşmamış ruhlar bu nevi parlak şeylere yönelebilirler de. Henüz kemâlat kıvamını bulmamış bedenen büyük ama ruhen çocuk kalmışlara eğlenceli zamanlar geçirtebilir bunlar.

Ama candan olmayan kelimeler can buldurur mu? Kendinde olmayanı başkasına sunabilir mi?

Manen diri olmayanlardan diriltici nefesler beklenebilir mi? Hayır.

İşte bu sebeple camdan mı, candan mı sorusu çok önemli. Tüm yapıp ettiklerimizde her zaman tüm sarsıcılığı ile karşımızda duruyor.

Sözlerimiz candan olmalı. Bakışlarımız, tavırlarımız, dokunuşlarımız…

Köprülerimiz candan olursa yıkılmaz, üzerinden nice canlar geçer.

Kapılarımız candan olursa hayırlar açılır önümüze.

Eşiklerinde can veresimiz gelir bu kapıların.

Temel mesele camdan olmasınlar, candan olsunlar.

30.06.2018

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir