ENDİŞE VE ÖLÜM

ÖLÜM insanı bir kez öldürür.

Fizik beden ve ruh ayrışımı gerçekleşir ve her biri kendi mekânına döner.

Geldiği yere avdet etmektir bu.

Kavuşmak.

Aslına ermektir.

Yoğunluktan, yorgunluktan terhis etmektir.

Her gün her dakika Hakka yürüyenler var. Kimimizin arkadaşı, kimimizin dostu kimimizin de annesi babası.

Bugün benim de bir mesai arkadaşım ‘Dön’ çağrısına uydu ve öteye göçtü.

Rahmetler diliyorum.

Bu konuyu görüştüğüm bir arkadaş endişe ölümden daha beter bir ölümdür dedi.

Endişe ile ölenin nereye defnedileceği de karışır genellikle.

Samimiyetin yitip gittiği ve kuşkunun öldürdüğü ruhlar nereye gömülür gerçekten?

Onlar bir mekân bulabilirler mi?

Samimiyetin, sadakatin, netliğin, değer bilirliğin, vefanın, iki bardak çayın, gözün göze değişinin, sözün söze ulanışının mânâsını kaybettiği bir dünya endişenin dünyasıdır.

Kaygının dünyasıdır.

Kötü dünya sendromunun hüküm sürdüğü bir dünyadır.

Ecelsiz ölümdür endişe ölümü.

Ocaklardan ırak olsun.

Diğer ölüm ise üzücüdür, evet.

Erkendir, evet.

Geçinden olması dilenmelidir, evet.

Ama duayı hak eder.

Niyazı hak eder.

Ve gözyaşını hak eder.

29.05.2017

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir