HAYATIN HIRSIZI OLMA!

OLUR MU BÖYLE ŞEY DEMEYİN? Olur, hem de bal gibi olur.

Oluyor da üstelik.

Kendi hayatımızdan çalıyoruz, çoğumuz. Hırsız içeride yani. Hariçte aramaya lüzum yok.

Kendi, kendinin hırsızı olmak acı aslına bakarsanız. Çaresine bakmak ise diğerine göre çoğu defa daha zor.

Ambar bizim ama ziyan da bizim.

Öz bizim ama hırsız da biziz.

Paradoks gibi görünüyor belki ilk bakışta ama üzerinde düşünün hak vereceksiniz.

Yıllar evvel bir muhabbette bu cümleyi not aldığımda çok inanmış gibi görünmemiştim. Enteresan gördüğüm için not almıştım. Şimdi bu cümle kendini bana gösterince üzerinde düşündüm biraz.

O zaman itiraz etmiştim ama şimdi hak verdim. Gecikmeli oldu dama olsun. Hak yerini buldu en azından.

Yapmam gereken iyiliği yapmadığım zaman hayattan çalmış olmuyor muyum?

Öğrenmem gereken bir bilgiyi ötelediğim vakit bu hırsızlık sayılmıyor mu? Kendimden kaçırmış olmuyor muyum?

Eşime, dostuma, sevdiklerime onlarla ilgili ne hissettiğimi söylemediğimde bu da bir nevi duygu çalma işlemi olmuyor mu?

Daha neler yapıyoruz Allah bilir. Sıralamaya kalksak biz bile ürkeriz çıkacak sonuçtan.

Bu bir nevi hem kendimizden hem de dostlarımızdan çalma demektir.

Gününde, zamanında söylemediğim bir söz, bir takdir, bir ilgi ve sevgi cümlesi ondan çalınmış sayılmaz mı?

Anladım ki; kendi hayatından çalan yakınlarının, yârenlerinin hayatından da çalıyor.

Hem kendinin hem de dostlarının hayat sırsızı olmak ne acı.

İçimin ta içinden seslendim bugünden o sözü ilk duyduğum güne giderek…

Artık kendi hayatımın hırsızı olmayacağım.

Dostlarımın hayatından da çalmayacağım. Söylemem gerekenlerini vakti vaktine deyivereceğim.

İşte o seslenişlerden biri.

İyi ki varsınız!

06.11.2018

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir