SATRANÇ TAŞI

ÖYLE hissediyorum bazen. Kendimi sevdiğimin elinde bir satranç taşı gibi görüyorum.

Beni bir oraya koyuyor, bir buraya.

Bu konulmaların oyunda yenmek ve yenilmek ile de elbette bağlantısı bulunuyor.

Diyorum ki; ne önemi var yenmenin, yenilmenin sevdiğinin avuç içinde olduktan sonra.

Ne önemi var, onun parmaklarıyla yer değiştirdikten sonra…

Hiçbir önemi yok.

Benim tek dileğim o parmakların bana değmesi.

Üşüdüğümde ısıtması.

Şefkatini, sevgisini, ilgisini hissettirmesi.

Budur dileğim, başka değil.

Kara taş olmak ile ak taş olmak arasında bir fark görmüyorum onun avucundaysam.

O parmaklarla yer değiştirdikten sonra ister bir baştan ta öte başa taşısın beni.

İnan en küçük bir sitemim bile yok.

Mutlu muyum?

Evet, bunu kesinlikle itiraf edebilirim.

Ben bir satranç taşıyım sevdiğimin avuçlarında, parmaklarında.

Oyunu mu soruyorsun?

Ben pek anlamam satranç oyunundan. Onunla ilgilenmiyorum.

Oyun işte.

Başka ne diyebilirim ki bu konuda.

Ben o güzel parmaklar ve o sıcak avuç içi ile ilgiliyim.

Ben onun satranç taşıyım.

Gerçeğim bu benim.

Oyun başkalarının olsun.

28.11.2017

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir