BOZKIR

SEN anlarsın beni, çünkü bilirsin dedi. Bilen anlar, anladıkça daha fazla bilmeye başlar.

Nedir efendim dedim.

Bugün kendimi bir bozkır kadar yalnız hissediyorum. Tüm yaprakları dökülmüş, sadece gövdeden ibaret kalmış bir ağaç gibiyim. Sen buna yapayalnızlık diyebilirsin dedi.

Neden kendisini benim anlayabileceğimi düşündüğünü tam kavrayamadım. Benim bozkırlı oluşuma mı bir telmihte bulundu yoksa kendisi gibi beni de yapayalnız, kurumuş gibi mi görüyordu bilemedim.

Kendi kendime cevap vermem gerekirse ben elbette ikinci şıkkı uygun görürüm.

Hatta hangimiz çoğu defa kendimizi bozkır gibi hissetmeyiz ki, hangimiz?

Bodur ağaçlar gibiyiz. Büyümüyoruz. Dal budak salmıyoruz. Semanın enginliklerine doğru coşkun atılımlar gösteremiyoruz.

Kuruyuz. İçimizde baharlar yok. Çöller kadar kavruk durumdayız. Doyurulmamış duygularla malul durumdayız.

Sevgilerimiz sahih olmadığı için kısa ömürlü. Gerçeklere değil yalanlara müşteri olduğumuzdan beklentilerimiz yüksek. Rahmet yağmurları düşmüyor sinemize gökyüzünden. Gönlümüz bu yüzden çorak kaldı.

Gel de ustaya hak verme şimdi.

Aynen onun gibiyiz. Bir bozkır kadar yalnızız. Issızız. Sokaklarımızdan bir yaprak hışırtısı, bir köpek sesi bile işitilmiyor.

23.02.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Anlamsızlığa dayanır mı bu kalp?

    UĞUR CANBOLAT SEVGİSİZ bir aileye doğmuştu. Muhabbet fukarası olunduğu için yuvaya dönüşemeyen dört duvarın arasında gelişip büyümek elbette hiç kolay…

    Read More

  • Bir Denizdir Ehl-i Dil

    UĞUR CANBOLAT “EHL-İ DİL olabilmek kolay değildir. Evvela deniz olmanız gerekir. Volkanik kayaların gücünü, enerjisini içinizde taşıyıp taşırmadan olmaz. Kesif…

    Read More

  • EFENDİMİZİN İLK SÜNNETİ: VAHYİ ANLAMAK

    UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, neye uyacakları konusunda zihni berraklaşmış insanlar arasından çıkarlar. Onlar her daim netlikten yanadırlar. Düşünce dünyaları…

    Read More