DEDEMİN MIR MIRI

BİR Ramazan akşamları böyle olurdum bir de köyde uzun süren kış gecelerinde dedemle birlikte zaman geçirdiğimde. Mır mır… Kedi gibi munis ve sevimli.

Dedemin başımı okşamaları hiç bitmesin isterdim. Uzattıkça uzatırdım. Parmaklarını sanki saçlarımın arasında değil kalbimin üstünde dolaştırıyor sanırdım.

Sığardım dedemin parmakları arasına. Sığınırdım. Orası benim tenham olurdu. Bir tek benim tenham. Anlatılmaz bir huzur duygusu yayılırdı tüm bedenime. Bambaşka bir hazdı yaşadığım birbirine geçişler yapan.

Gözlerim kapanırdı. Hiç açmak istemezdim. Kendimi dünyanın en güçlüsüymüş gibi görürdüm ufacık cüsseme rağmen. İçimden gülerdim. Binlerce tebessüm sıraya girerdi kalbime dokunmak için. Kabul ederdim hepsini bir törendeymişçesine tek tek, bıkmadan.

Bir de dedemin dizi vardı ki, en rahat yastığımdı. Aynı şeyleri misliyle o dizde yattığım zamanlarda da yaşardım kendimden geçercesine. Ben dedemin mır mırı olurdum. O sevdikçe irileşirdi gözlerim. Heybetim artardı. Cesaretim kavileşirdi.

Şefkati orada tatmıştım. Sevgi kalbime damlamıştı. Ramazan akşamları kalbim yine dedemin parmakları arasına gidiveriyor. Mani olmuyorum, gitsin.

14.05.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • MANEVİ ERGİNLİK

    UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, cehalet ergenliğinden manevi erginliğe geçebilenler arasından çıkarlar. Doğru yolu izleme bakımından aklını kullanmakla elde edilen…

    Read More

  • Esmâlardan Öze Yolculuk

    Esmâ konusunda çalışan pek çok kişinin olduğunu sosyal mecralarda reklam kokan paylaşımlar sebebiyle biliyoruz. Bu konunun hakkını veren ciddi çalışmalar…

    Read More

  • Bilgiliydi Ama Cahildi

    UĞUR CANBOLAT YILLAR önceydi. Yozgat çevresinin tanınmış âlimlerinden Halit Demirpolat Hoca ile yakın temas içerisindeydim. Her günü okuma ve onları…

    Read More