KENDİNİ DOĞUR

EMİR kipiyle kurulan iki kelimelik bir cümleydi. Karşılaşır karşılaşmaz duyduğum için irkildim ve cevap veremedim. Şaşkınlık üzerime yapışmış gibiydi. Soru şeklinde revize ederek yineledi: Kendini halen doğurmadın mı yoksa?

İlki emir ikincisi sorgu cümlesiydi.

İkisine de verilecek cevabın sesli ve hemen olması gerekmiyordu aslında. Bir tefekküre ulaşmamı istiyordu belli ki… Üzerinde düşünmem lazımdı. Kazası olmayan bir hayatı yaşamam, yaşadığım anın sorumluluğunu idrak etmem ve her an kendimi kendimden açığa çıkarmam, zuhura getirmem gerektiğine işaret ediliyordu.

Beni benden başka kim doğurabilir, seni senden başka kim doğurabilir ki?

Tüm bunlar dışarıya yönelmiş olan duyularımızı artık daha fazla heba etmeyerek içimize yöneltmemiz gerektiğinin en sarsıcı ifadeleriydi.

Şimdi değilse ne zaman sorusu da zihnime bir çengel gibi asıldı kaldı.

İman ertelenmez, aşk ertelenmez, muhabbet ertelenmez, hayat ertelenmez. Bu ise ancak kendimizi doğurmakla mümkün.

İşte günün soruları bunlar…

Daha fazla ertelemek daha çok kayıp demek…

27.05.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Kaidesi Olmayanın Gailesi Olur

    UĞUR CANBOLAT YANAŞIK düzen eğitimine ilk elden alınmıştık. Askerliğe dair hiçbir kuralı bilmiyorduk. Sadece akşamüzeri teslim olmamızdan sonra neredeyse üstümüze…

    Read More

  • ANLAYARAK İMAN ETTİĞİN KİTAP

    UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, anlayarak kitaplarına iman edenler arasından çıkarlar. Her ne pahasına olursa olsun anlayarak kutsal metinlerini kaybetmemek…

    Read More

  • Şiirini Kaybeden Milletleri Felaketler Bekler

    Şiir denildiğinde sadece romantik duyguları hatırlamak, ergenlik dönemlerinin hissiyatıyla sınırlamak yanlıştır. Elbette bu duygular şiire yansır ancak şiir bunlardan ibaret…

    Read More