GEL CEMALLEŞELİM

ARADIĞIMDA böyle demişti. O yıllarda doğrusu bu kavramlara yakın değildim. Sadece gel kısmını anlamıştım tam olarak.

Araya kor gibi hasret girmişti. Ayrılık rüzgârı sert esmiş dallarımızı yormuştu. Dünya meşgalesi hepimizi bir yerlere savurmuştu. Hayata tutunmak için hepimiz çabalıyor ekmeğimizin peşinden gidiyorduk.

İşte tam böyle bir demde gelmişti çağrı: Gel cemalleşelim.

Gittim.

Hasretin külünü savurup yele verdik. Muhabbet kazanını harladık. Sözün gergeflerinde ilmek ilmek dolaştık. Özümüzü tuttuk birbirimizin.

Cemalleşmek birbirinin yüzünde Hakkı temaşa etmekmiş. Sıradan bir görüşmenin, yüz yüze, göz göze olmanın çok ötesinde bir seyir hâli bu.

Vedud olan Rabbimizi yekdiğerinde hissetmek…

Ruhların derinliğinde ortak bir seyahat…

O gün bugündür cemal görelim ya da cemalleşelim sözü beni çok etkiler.

Gün içinde bir dostla görüşürken bu kelime zuhur edince kayıtlarım aktif oldu.

Ne düşünüyorum söyleyivereyim.

Ruhumuza işleyen, kalbimizi titreten bu kelimeleri daha fazla kullanalım.

İnanıyorum ki bu eylem bizi sadece fizik olarak yaşamanın ötesine geçirip bir mânâ hayatımızın olduğunu hatırlatacak…

Ve bu bize çok iyi gelecek!

10.07.2020

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Esmâlardan Öze Yolculuk

    Esmâ konusunda çalışan pek çok kişinin olduğunu sosyal mecralarda reklam kokan paylaşımlar sebebiyle biliyoruz. Bu konunun hakkını veren ciddi çalışmalar…

    Read More

  • Bilgiliydi Ama Cahildi

    UĞUR CANBOLAT YILLAR önceydi. Yozgat çevresinin tanınmış âlimlerinden Halit Demirpolat Hoca ile yakın temas içerisindeydim. Her günü okuma ve onları…

    Read More

  • Deli Balta ve Boş Sandalye

    UĞUR CANBOLAT BUGÜN bahsini açmak istediğim Deli Balta, çizgilerine ve yazılarına hayran olduğum büyük usta Gürbüz Azak’ın sınır boylarında at…

    Read More