YAŞ

GÖZLERİMDEN yaş akıyordu dedi âşık…

Devam etti. Evet, benim gözlerimden akıyordu ama bunlar onun gönlünün ritmik rahmet damlacıklarıydı.

Onun derken öyle naifti ki…

İsmini anıp dudakları arasında onu örselemek istemiyordu.

Onun yeri gönlüydü zira.

Oranın sultanıydı. Efendisiydi.

Yine de yanında olmak istiyordu. Onun gözleriyle beraber göz kırpmak istiyordu. Kirpikler aralarında bir âhenk oluştursun istiyordu.

Biri önce biri sonra olmamalıydı. Beraber göz kırpmalıydılar.

Nasıl beraber gülüp, beraber hüzünleniyorlarsa öyle…

Tıpkısı olmalıydı.

Şu fark etti âşık sonunda

Kendi gözleri nemliyken gözü nemli olan birisini seviyordu.

Kendi yüreği hüzünlüyken kalbi sonbahara dönen birini seviyordu.

Uzak mıydı şimdi kendinden? Evet, uzaktı.

Hayır.

Haşa, sümme haşa.

Yakından da yakındı.

Onunla gözyaşı dostuydu.

Nem arkadaşıydı.

Gönlünün efendisiydi.

Yaş birliği, nem birliği, hüzün birliği ve coşku birliği olanlarda uzaklık mı olur a canım?

12.09.2017

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • İNKÂRDAKİ İKRAR

    UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, kalplerindeki tasdiki dilleriyle de güçlü bir şekilde ikrar edenlerin arasından çıkarlar. İlahi vahyin sunduklarını kalpleriyle…

    Read More

  • İnsan Neden Kaybedince Anlar

    Anlamak ve kavramak hayatımızın ana itici güçlerinden iki kavram. Yokluğu ciddi yoksunluklara gebe. Ancak anlamak ve kavramanın gerekleri de var.…

    Read More

  • Öğrenme Yolculuğunda Aşk ve Firkat

    UĞUR CANBOLAT ÖĞRENMENİN temel özelliklerinden birisi kişinin tutum ve davranışlarında meydana gelen değişim hâlidir. Bu söz konusu olmuyorsa tam anlamıyla…

    Read More