RAF

BİR rafı olmalı insanın…

Üstüne öteberi koymaya yarayan rafları olmalı hatta.

Hem de sağlam raflar.

Öyle kolayca eğilip bükülen raflar olmamalı…

Yük çekmeli, yük.

Ağırlık kaldırmalı.

Kolaylaştırmalı hayatı…

Kendi hafif olmalı ama mukavemetli güçlü…

Gündelik hayatımızı kolaylaştırır. Ortalığı derli toplu tutmamızı sağlar.

Düşünüyorum da insanın ruhunda da raflar olmalı…

Her duyguya, her sevince yer ayırabileceği raflar bunlar.

Hatta hüznün de rafı olmalı. Kederin mesela.

Üzüntüleri koyacağımız raflarımız olsa hiç de fena olmaz.

Kırgınlıklara, onarılmamış yaralanmalara da yer ayırmalı orada elbette.

Hepsini üst üste koymak raflarda hasar meydana getirebilir. Mümkünse her birine ayrı bir raf ayırmalı.

Ne dersiniz?

Şu mutlulukların, bu sevinçlerin, o da tamamlanmamış duyguların rafları diye tasnif etsek örneğin.

Nasıl olurdu?

Hangi raflar daha yoğun olurdu acaba?

Hangi raflar boş kalır hangileri tıka basa dolardı?

Fikrimde ısrarlıyım.

Bir rafı olmalı insanın, hatta rafları!..

16.04.2018

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Hayatın Sessiz Çatlakları

    UĞUR CANBOLAT “SESSİZ çatlamalar yaşıyorum” demişti nasıl olduğunu sorduğumda. Hiç duymadığım bir kavramdı. Bu da nesi diye itiraz edecek oldum…

    Read More

  • Teber ve Muteber

    UĞUR CANBOLAT HIRPANİ kıyafetler içindeydi. Uzaktan bakıldığında korkutucu olduğunu bile söyleyebilirim ancak mesafe azalıp yüz hatlarını gördüğünüzde, konuşmasına mülaki olduğunuzda…

    Read More

  • İNKÂRDAKİ İKRAR

    UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, kalplerindeki tasdiki dilleriyle de güçlü bir şekilde ikrar edenlerin arasından çıkarlar. İlahi vahyin sunduklarını kalpleriyle…

    Read More