Bir Denizdir Ehl-i Dil

UĞUR CANBOLAT

“EHL-İ DİL olabilmek kolay değildir. Evvela deniz olmanız gerekir. Volkanik kayaların gücünü, enerjisini içinizde taşıyıp taşırmadan olmaz. Kesif ve siyah yoğunluğunuzu azaltıp damarlara dönüştürmeniz elzem. Akmalısınız kendinizden kendinize fakat bundan öncesi de olmalıdır. Evvela ruhunuza vahyin ışığı akmalıdır. Kimlik bulmalısınız. Kişiliğinizi oturtmalısınız. Prizmalardan süzülüp geçmeyi ve tortularınızı atmayı başarmalısınız. Bu akış siz de sütunlar gibi kararlılıklar oluşturmalıdır. Kaide gibi olmalısınız. Ki, bu olmadan inşa faaliyeti gerçekleşmez. Bina kurulmaz. Ağırlıklarınızı dibe çökertmelisiniz. Öfkeleriniz, hırslarınız, hasediniz, fesadınız, kibriniz çökmeli. Oluşturduğunuz çukurlardan bunları tahliye edebilmelisiniz.”

Her yandan şamarlar yemiştik. Sağlı sollu kroşelerdi bunlar. “Ben oldum, olgunlaştım” gibi hoş görünen boş teselliler insanı havalandırıp ayağını yerden keser ama ardından husule gelecek düşüşlerin inkırazı dehşetlidir. Tam da çoğumuzun ruh hâlinin röntgenini çekiyordu. Ancak ne yazık ki kabul etmek istemiyorduk. Evet, dışımızdan itiraz etmeye mecalimiz yoktu. Çünkü ilmimiz kifayetsiz, görgümüz sınırlı ve kısır bilgilerimizi ifade etmeye de muktedir değildik. Lakin içimiz de susmuyordu. Nefsimizin homurtuları kalbimizin kulağını tıkayacak şiddetteydi.

Konuşmasını şöyle sürdürmüştü: “Rahmet yağmurları bu ameliyelerden sonra gelir. Denizler bu süreçleri geçerek oluşurlar. Ehl-i dil denizdir. Gönlün denizi. Siz önce normal deniz olmayı deneyin, sonrası sonra.”

ADAM olmayı başarmak gerek evvela. Bu âdem olmaktır.

Esmayı öğrenmelidir. Beyanı bilmelidir. İnsan olmanın şartıdır esasen bunlar.

Yani bilmenin, anlamanın, anlamını bulmanın ve hayata anlam katmanın adıdır.

Biz evvela süzülmüş insan olmayı yani adam olmayı başarmalıyız.

Ehl-i dil demek olan gönül insanı olmak ancak bundan sonraki istikametli yürüyüşle elde edilir. Azim ve kararlılık ister. Aziz olmayı icap ettirir. Aktif sabrın âmili olup, sebata ulaşmayı gerektirir. Bu yoksunluk aksi halde bütün manevi fukaralığın sebebi olur.

HUZURUN zevkini bulmak tembellerin işi değildir. Beden ve gönlün birlikteliğiyle elde edilir. Madde ve mânânın bütünlüğü ile ulaşılır.

Hakikatin samimi bir tâlibi olmadan idrak yolları açılmaz. Acıların çemberinden geçmeden nefsin hevesleri kırılıp tıkanmaz. Kızgınlığın yakıcı ateşi söndürülmeden müsamahaya ulaşılmaz. Sinemizi temizleyip saflaştırmadan duygu yanımız olan Havva’ya erilmez.

Bütün bunlar usûl ve erkân bilinip gereği ifa edildiğinde lütfedilir.  Kişiden bedel ister.

Malumdur ki, usûl biçimselliği düzenler, erkân ise kişinin iç disiplinini yani manevi kuralları belirler. İkisi birbirinden ayrılmaz. Ayrılsa ne huzura ermek mümkün olur ne de sükûn bulmak…

Usûl, dış birliği inşa eder erkân ise iç diriliği temin eder.

Kısacası birlik dirliğe yani diriliğe sebeptir. Dirlik ise birliğin sonucudur.

“KALENDER” diye çağırırdı hocamız… Olduğumuz, ulaştığımız kıvam değildi elbette.

Bir bitiş noktası işaretlemesiydi. Hedef koymaktı. O isteği, arzuyu ruhumuza hissettirerek gayrete getirme amacı güdüyordu. Birlik ve dirlik diriliğini işaret ediyordu.

Kalender onun lisanında gönül dilinden anlayan ve izah ettiğimiz icaplarını ifa eden demekti.

KALBİN uyanık olması, iman ile her dem tazelenmesiyle mümkün elbette.

Basireti çoğaltmak ise mü’minin kesintisiz olarak ilahi vahiyden doğru bir biçimde beslenmesiyle elde edilebilir.

Ehl-i dikkat olmayan, ehl-i dil olamaz.

Aklını yaratıcısının emri istikametinde kullanmayan hayatı yorumlayamadığı, “Te’vilat-ı ehadis” yapamadığı için tam olarak ehl-i din de olamaz. Lafını eder, diline dolar sadece.

DİL ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli tat organı olarak izah edilir. Aynı zamanda insanların düşündüklerini kelimelerle ifade etmesine, anlaşabilmesine denir. Lisan demektir. Zeban olarak da ifade edilir.

Ancak ustanın bize anlattığı dil bu değildi. İzah etmeye de ayrıca ihtiyaç yoktu zira herkes bilmekteydi.

ATALARIMIZIN dili kullanma biçimlerine aşina olmak bizlerin zenginliğidir. Lügat bu bakımdan vazgeçilemez bir hazinedir. Her birimizin kütüphanesinde bulunması önemlidir. Deniz olan ehl-i dil misali gönül zenginliğine, yürek enginliğine, lisan hünerine, konuşma âhengine ve hitap zevkine ulaşmak istiyorsak bundan uzak kalamayız. Kalmamalıyız.

Ehl-i beyt mesela…

Hem dilimizde hem kalbimizde yer bulmalıdır. Ruhumuzun ışıltısı buna bağlıdır.

Ehl-i bid’at örneğin… Dikkatli olmamız gereken bir meseledir ve ihmal edersek canımızı yakacaktır.

Gerçeği gören, hakikate eren ve Kur’an’ın istikametli yolunda yürüyenlere ehl-i hakikat denilir.

Az bilinse de bizler ehl-i hıref’i bellemeliyiz. Ki, sanatkârlar ve zanaatkârlar demektir. Aynı şekilde artık kullanımına zor rastlanıyor olsa da ehl-i hibre nedir aşina olmalıyız. Bilgili, tecrübeli, görgülü müşahede ehli için kullanılır.

Hasılı lisanımıza bunları yakın tutarsak umulur ki, gönlümüze de yakınlaşırlar.

Evet, bir denizdir ehl-i dil ve usta çok haklı.

Bizler de derya deniz olmak istiyorsak iyi bir okuyucu olmamız şart. Yeri gelmişken Prof. Dr. Hasan Akay’ın Şule Yayınları tarafından neşredilen ‘Ehlidildeniz’ kitabını önermeden geçmeyelim.

Demem o ki, kesiksiz gayretler mecburi. Aktif sabır vazgeçilmez. Bütün mesele karar vermek ve kararlılıkla ilerlemek… Kolay gele.

Ya Selam!

20.12.2025

https://www.istiklal.com.tr/yazarlar/bir-denizdir-ehl-i-dil-1077975h

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Bir Denizdir Ehl-i Dil

    UĞUR CANBOLAT “EHL-İ DİL olabilmek kolay değildir. Evvela deniz olmanız gerekir. Volkanik kayaların gücünü, enerjisini içinizde taşıyıp taşırmadan olmaz. Kesif…

    Read More

  • EFENDİMİZİN İLK SÜNNETİ: VAHYİ ANLAMAK

    UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, neye uyacakları konusunda zihni berraklaşmış insanlar arasından çıkarlar. Onlar her daim netlikten yanadırlar. Düşünce dünyaları…

    Read More

  • Kulaktan Kalbe Aydınlanma Sohbetleri

    İRFAN geleneğini dikkate alan bu toprakların insanı olarak hepimiz “Muhabbetin Çocuklarıyız.” Aşk kokan, sevda tüten iyileştirici sözlerin kokusunu uzaktan alırız.…

    Read More