BİR RÜYAYDI BU

EVET, bir rüyaydı. Hakikat gibi bir rüya. Berrak. Tertemiz.

Kalbin en güzel yerine papatyalardan serilmiş bir minder etrafında anne baba dâhil tüm sevdikleriniz var. Bir de en sevdiğiniz.

Kanatlanıyoruz. Azıcık utangaç, biraz mahcup, çokça sevinçli ama mestur bir biçimde. Örtülü sevinçler, kontrol edilen coşkular, sınırları çizilen heyecanlar değil mi biraz da bizi biz yapan.

Bir rüya ki, içinde sen varsın, ben varım. Dostlarımız var.

Ve közü her daim harlı tutulan muhabbetimiz. Türküler eşliğinde kuşlar konuyorlar kalbimize.

Avazımız asumana yükseliyor ne kadar sessiz konuşsak da.

Ve korkuyoruz.

Yitmekten, bitmekten… Oysa gönülde yitmek en güzeli değil mi? Her köşesi, noktası bizim değil mi? Bu kaygı neden o zaman?

Ve uyanıyoruz, birlikte. Çalan saat vaktin geldiğini işaret ediyor.

Kuş sesleri arasında niyaza duruyoruz. Harika bir yakarış, yalvarış. Yan yana. Omuz omuza ve yürek yüreğe.

Dedim ya bu bir düştü.

01.04.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Kaidesi Olmayanın Gailesi Olur

    UĞUR CANBOLAT YANAŞIK düzen eğitimine ilk elden alınmıştık. Askerliğe dair hiçbir kuralı bilmiyorduk. Sadece akşamüzeri teslim olmamızdan sonra neredeyse üstümüze…

    Read More

  • ANLAYARAK İMAN ETTİĞİN KİTAP

    UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, anlayarak kitaplarına iman edenler arasından çıkarlar. Her ne pahasına olursa olsun anlayarak kutsal metinlerini kaybetmemek…

    Read More

  • Şiirini Kaybeden Milletleri Felaketler Bekler

    Şiir denildiğinde sadece romantik duyguları hatırlamak, ergenlik dönemlerinin hissiyatıyla sınırlamak yanlıştır. Elbette bu duygular şiire yansır ancak şiir bunlardan ibaret…

    Read More