O YILLARDA uydu fotoğrafı biliniyor muydu, emin değilim. En azından yaygın değildir. Yine de sık sık anlattığı konuları bitirdiğinde bu cümleyi iliştiriveriyordu: “Uydu fotoğraflarında görülmez.” İlk duyduğum zamanlar öylesine söylenmiş otomatik kurulan bir cümle gibi düşünmüştüm. Yanılmışım. Özellikle vurgulayarak, bile isteye sona kondurulmuş bir cümleymiş. Sağlık raporlarının son cümlesi gibi. Veya şairlerin şah beyit olan …
GÜL mü kalbin mahsulü idi yoksa kalp mi gülün güldürmesinden meydana gelmişti bilemediler. Birinin elinde sunmak üzere sevda baharlarından derlenmiş güller vardı. Diğeri ise sadece elini kalbinin üzerine götürebilmişti. O kadar. Bu gül ile kalbin karşılaşmasıydı. İlkti. Her ikisinde de heyecan fırtınası gözleniyordu ancak dozlarının ne olduğu bilinemiyordu. Sözden, sözü çoğaltmaktan yana değillerdi. Sözün manayı …