“NASIL öfkelenirdi anlatamam. Gözlerinden dışarıya kızgın közden parçalar fırlatır gibiydi. Yakardı değdiği yeri. Yangına çevirirdi. Bense kırılgan. Bir cenin gibi ayaklarımı içime çeker kendime kapanırdım. Bunun çare olacağını düşünürdüm. Suskunluğumun onu da susturacağına inanırdım. Ama hiç öyle olmuyordu. Ben sustukça o kabarıyordu. İçimdeki çiçekler soluyordu birer birer. Ve bunun hiç farkında değildi. Kaldıramıyorduk birbirimizi… Kalkındıramıyorduk. …
NASIL bir soru demeyin lütfen… Hayat ile sahih bir temasımız var mı? Ya da kaldı mı? İsterseniz biraz daha değiştirip soralım. Ne kadarımızın yaşam ile sahici bir ilişkisi kaldı? İletişimiz, temaslarımız, konuşmalarımız, sevinçlerimiz, kederlerimiz artık temas ile gerçekleşmiyor. Tebrikler sanal, teselliler de öyle. Bayramlaşmalar bile artık yazılı iletiler ile gerçekleşiyor. Cemal görmediğimizden mimikleri unuttuk… “Kaşlarını …