UĞUR CANBOLAT ORTALIK şikâyetten geçilmiyordu. Dertler tek tek sıralanıyor, tasalar uzun uzun dile getiriliyordu. Zamanla bu durumun kaygıya evrildiğini görüyordum. Baş edilemediğinde ise korkunun kapanına kısılıyordu insanlar. Şikâyet edildikçe yakındıkları hususlar artıyor, bu artış ise bir kısır döngü hâlinde yine şikâyetleri çoğaltıp duruyordu. Gerçekten çekilecek gibi değildi. Tahammülü zordu. Herkes istiap hakkını çoktan doldurmuştu. Ne …
UĞUR CANBOLAT HAYAT bunu kabul eder mi? Yaşam ikon olmakla sınırlandırılabilir mi? Ömür sermayesi bize hayatın özünü derinlemesine bir kazı yaparak yaşamamız için mi verilmiş yoksa ikon olmak için mi? Meseleyi ikon olmaya hasrettiğimiz zaman işin özünden uzaklaşmış olmuyor muyuz? Ayrıntıları hesaba katmayan bir tasarımın içine düşmüş sayılmıyor muyuz? Suyunun suyu ile yaşanmış bir hayattan …