UĞUR CANBOLAT İLK sorusu bu olurdu karşılaşmalarımızda. “Beni nasıl görüyorsun?” Keyifli vakitlerimde söylediklerim başka, hüzne bulandığımda aktardıklarım farklı olsa bile anlattıklarımın ana mihveri değişmiyordu. Neticede kendisine saygıya dayalı bir bakış biçimim vardı. Yani genellikle benzer şeyler söylemiş olsam da o, asla bu sorusunu değiştirmiyordu. Zaman zaman acaba bu soru kendisinde bir takıntı hâline mi geldi …
UĞUR CANBOLAT ADINI sanını bilen yoktu. Kendini unutturamamış olsa da adını unutturmayı başarmıştı. Kim olduğu sorulduğunda “Ölümlü ölümsüz” derdi. İsmini soranlara yine bu kısa cevapla yetinirdi. Esasen cevap değil cümle kısaydı. İki kelimeden müteşekkildi. Mânâsı ise uzun mu uzundu. … FENA ve bekanın birleştirildiği bir cümleydi bu. Geçicilikle sonsuzluk sarmaş dolaş olmuştu bu cümlede. Mühim …