DİRİ ZAMANLARIN OLSUN

ŞAŞIRMADIM dersem doğru olmaz, şaşırdım. Fazlasıyla hem de.

Buradan anladım ki, her anımız diri değil, biz böyle sanıyor olsak bile bu böyle. Anlaşılıyor ki, diri zamanlarımız olmalı ve biz bunu çoğaltmalıyız.

Yetmiş yıl yaşadın, hayatını oradan oraya sürükleyip durdun ama ne kadarı diriydi bunun?

Ne kadarı bilinçteydin?

Ne kadarı itminan hâli içeriyordu?

Ne kadarı yüksek bir dikkat ile yaşandı?

Ne kadarında hem kendine ve çevrene hem de insanlığın yararına olabilecek üretimi barındırıyordu?

Yetmiş yılın ne kadarı muhabbetle geçti, ne kadarı ilim ve irfana kapı araladı, ne kadarı kendilik bilinci içinde üst basamakları tırmanmanı sağladı?

Ve ne kadarı boşa geçti, ne kadarı heba oldu, ne kadarı yanlış yerlerde ve kişilerle geçip gitti?

Hayatının ne kadarını diri yaşadın?

Çok temel ve sarsıcı bir soruydu. Tümünü diri yaşamalısın şeklinde herkes tarafından başarılamayacak yüksek bir çıta koymak yerine mütevazı bir önermeydi.

Diri zamanların olsun.

Demek ki, bu düşünceyi canlı tutarak ancak başarılabilecek bir mesele.

Her sabah uyandığımızda kendimize bu telkinde bulunsak kazançlı çıkmaz mıyız?

Ne dersiniz?

04.07.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Esmâlardan Öze Yolculuk

    Esmâ konusunda çalışan pek çok kişinin olduğunu sosyal mecralarda reklam kokan paylaşımlar sebebiyle biliyoruz. Bu konunun hakkını veren ciddi çalışmalar…

    Read More

  • Bilgiliydi Ama Cahildi

    UĞUR CANBOLAT YILLAR önceydi. Yozgat çevresinin tanınmış âlimlerinden Halit Demirpolat Hoca ile yakın temas içerisindeydim. Her günü okuma ve onları…

    Read More

  • Deli Balta ve Boş Sandalye

    UĞUR CANBOLAT BUGÜN bahsini açmak istediğim Deli Balta, çizgilerine ve yazılarına hayran olduğum büyük usta Gürbüz Azak’ın sınır boylarında at…

    Read More