UĞUR CANBOLAT
AHLÂK-I HASENE erleri, neye uyacakları konusunda zihni berraklaşmış insanlar arasından çıkarlar.
Onlar her daim netlikten yanadırlar.
Düşünce dünyaları çelişikliklerden kurtulmuştur. Açmazların kapanından canlarını sıyırıp almayı başardıkları için güzel ahlak yolunda tortulardan arınmış bir asudelikle seyirlerini yaparlar.
Bilgileri birbirine karıştırmazlar.
Öncelikler konusunda hata etmeme hususunda azami dikkat ehlidirler.
Bilmedikleri hususlarda konuşup yorum yapmazlar. Bildikleri meselelerde de söz ehli olmaktan mümkün mertebe kaçınarak hâl ehli olmaya adanmışlardır.
Bu sebeple doğruya bulaştırılmış yanlış ve yalanlardan hiç hoşlanmazlar ve onları anında teşhis ederek hemen neşter atarlar.
Bu sebeple gereksiz yüklerin hamalı olup kendilerini yormazlar.
Doğruları en doğru ve sahih biçimde ifa edebilme yolunun evvela zan ve yanlışlardan kurtulmak olduğunun bilincinde oldukları için ayrıştırıcıdırlar.
Güçleri nispetinde faruk olmak için çabalarlar. Helal ile haramı aynı çuvala koyup sırtlanmazlar.
Katışık ve berrak olmayan her şeyden kaçarlar.
Yüksek erdem yolcusu olan bu aklı faal ve kalbi işler insanlar Fahr-i Kâinat Efendimizin örnekliğini her şeyden önde ve üstte tutarlar.
Sünnet-i Seniyye’yi sadece başlarının tacı yapmakla kalmayıp gönüllerine sertaç ederler.
Kalplerinin ilacı sayarlar.
Bu sebeple tüm dikkatleri Kutlu Nebi’nin izini sürmek üzerinedir. Bu onların şaşmaz terazisidir.
Yol ve yöntemleri budur.
Resulü Zişan Efendimizin örnek uygulamalarından bir milim bile ırak düşmeyi hayatlarının en büyük hicranı sayarlar ve kalplerinden dayanılması zor vaveylaları yükseltirler.
İtikatlarında ve amellerinde değişmez ilke Ahlâkı- Muhammedinin neferi olmaktır. Okuduklarını bu anlayışla okur, dinlediklerini bu hassasiyetle dinler, pratiklerini bu istikamette geliştirirler.
O’nun uygulamasına mutabık olmayan hiçbir söze itibar etmezler, onaylamazlar. Fiillerini de yine aynı anlayışın ürünü olarak açığa çıkarırlar.
Güzel ahlak yolcuları için içkin kulluk bu ciddiyet üzerinden temellenir.
Kanunîlik üzere olurlar yani ilkeler üzerinden yaşarlar ve o ilkeleri hevalarına göre yorumlamazlar. Böyle yapanlardan da kendilerini teberri ederler.
Güzel ahlak yolcuları Sevgili Peygamberimizin en büyük ilk sünnetinin Kur’an-ı Kerim’i anlamak ve O’na uymak olduğunu kabul ederler. Bu nedenle kitabın buyruklarına tabi olmayı yaşamlarının en vazgeçilmez ilk sabitesi olarak koyarlar.
Ey hakikat yolunun vahye uyma sünnetini önceleyen kalbi uyanık yolcusu!
Sabiteni belirle.
Sende güzel ahlak yolcuları gibi olmak istiyorsan eğer evrenlerin övüncü olan Şanlı Resulün yaptığı ilk en büyük sünneti olan vahyi anlamayı ve ona uymayı değişmez prensip olarak belirle.
Sadece ona tabi olma hususunda gözünü o kutlu elçiden ayırma. Kalbini kaydırma.
İradeni bu hususta gevşetme aksine güçlendir.
Özgürlüğünü Kur’an-ı Kerim’e uyma sünneti ile onurlandır.
Sahabe Efendilerimizin yaptığı gibi O Resulün izinden şaşmadan ve şaşırmadan yürü.
Peygamberimizin sünneti üzere şerefli bir hayat yaşamak Kur’an’ın bahşettiği şerefe talip olmakla ancak mümkün olur. Vahyi anlama ve ona tâbi olma sünnetini eğer ıskalarsan Efendimizi gözden kaybetmiş olacağından kulağına üfleyenler çok olur. Derdin başını aşar.
Madem senin için sünnet-i seniyye mühim o vakit Fahr-i Kâinat Efendimizin ilk sünneti olan vahyi anlamakla başla. Anlamadığın şeye uyamayacağını da aklından çıkarma.
18.12.2025
