UĞUR CANBOLAT
KÜÇÜKTÜK…
Gönlün güvercininin ne olduğunu elbette o tıfıl zamanlarımızda bilmezdik, bilemezdik. İnsanın çarpan bir kalbinin olduğunu ve sevdiğini her daim orada misafir edip besleyerek büyüttüğünden haberdar değildik.
Dolayısıyla bir kalpten diğerine titreşimler halinde gidip her iki tarafı da ihtizaza getiren aşk elektriklenmesinden yani güvercinin aşk habercisi olduğundan haberdar değildik.
Kimse de anlatmamıştı zaten.
…
NE vakit okullu olduk ve din dersi okumaya başladık, Fahr-i Kâinat Efendimizi hicreti sırasında girdiği mağarada güvercinlerin sakladığını öğrendik, işte o zaman onların aşk ehli olduğunu belledik.
O gün bugündür güvercinlere başka türlü bakarız ve bir başka severiz.
Gördüğümüzde salavat eşliğinde muhabbetimiz kabarır ve onlara hep hürmetkâr davranırız. Önüne çömelir, yemler ve gözlerinde kendimizi görmeye çalışırız.
…
KUŞBAZ değildik…
Güvercin besleyenlere böyle denildiğini de bilmezdik. Ama ilgisiz de kalmazdık. Halamın oğlu Hayri abi ahırlarında güvercin beslerdi. Onlara çok ihtimam gösterirdi. Ben de ondan görerek heves etmiştim. Babamdan iki lokum kasası temin ettirerek ahırımızın o kocaman iki direğine onları çaktırıp yuva yapmış ve beslemeye başlamıştım. Atlarımızı kardeşlerimle tımar ederken onlarla da ilgilenmek o çocukluk çağımızda en doyulmaz zevklerimizden biri olmuştu.
…
NUH Nebi’nin güvercin beslediğinden bahsedilir. Evcilleşmesinin oraya dayandırıldığını konuyla ilgilenenler bilir. Efendimizin evinde güvercine benzer “Dacin” denilen evcil bir kuşu olduğunu da hatırlamalıyız.
İnsanlık tarihi güvercinden ayrı düşünülemez. Nice topluluklar ona yakın durmuştur. Kutsal saymıştır. Sevginin, huzurun, paylaşımın, saf ve temizliğin ve dahi aşkın temsilcisi olarak kabul etmiştir. Farklı görevlerde kullanılmış olması söz konusudur ancak en çok bilineni postacı olması yani haberciliğidir.
…
BİR arkadaşımın babası hâlen İzmir gibi bir yerde güvercin beslemektedir. Güvercin yetiştiriciliğinin ekonomik değerinin olmasının yanı sıra pek çok ilgilenen için tutkuya dönüştüğü de bilinen bir gerçektir. O kadar ki, tüm hayatının ana omurgası bu olmuştur.
…
GÜVERCİNLER farkına varmadığımız pek çok özelliğe sahiptirler. Yuvalarından fersah fersah uzaklara uçsalar bile hiç zorlanmadan rahatlıkla geri dönebilirler. İçlerinde gidiş yolundan dönebildikleri gizli bir navigasyonları vardır. Kanatlarını kuyrukları üzerinde taşımaları onların en belirgin dikkat çeken hususiyetlerindendir. Mavi olanların haricindekilerin renkleri ne olursa olsun gagaları beyazdır. Yine beyaz güvercinlerin siyah gözlü olması dışında gözleri açık renktir. Cinslerine göre tepeli ya da tepesiz olabilirler.
…
ZÂHİRÎ mezhebinin en büyük temsilcisi, usulcü, fakih, muhaddis, tarihçi, edip ve şair olan İbn Hazm’ın “Güvercin Gerdanlığı” kitabını neredeyse bilmeyenimiz yoktur. Güvercinlerin boynunda bulunan halka biçimindeki tüyler kastedilir maddi anlamda ama esas söylenmek istenen boyna geçen ve ölünceye kadar çıkarılmayan “Aşk Zinciri”nin sembolü oluşudur.
…
GÖNÜL güvercini meselesi işte burada açığa çıkmaktadır. Gönlümüzün güvercinin aşk zinciri her daim kalbimizin boynundadır. Ona mutiyizdir. Bu, ruhun eşini bulması, ona karışması, onunla birliğe ermesi ve dirliğe yetmesidir. Bir nevi aşkla dirilmesi de diyebiliriz. Dünya değirmeninde öğütülüp parçalara ayrılmış hissiyatımızın bütünlenmesidir. Ayrılık bitmiş, gayrılık son bulmuştur. Karşıtlıklar uyumlanmıştır. Çelişkiler izale olmuştur. Nehirler birleşmiştir. Âşıklar birbirinin yüreğinde sükûn bulmuştur. Buna Âdem’in Havva’sını bulması da diyebiliriz.
…
OZAN türküsünde her ne kadar “Güvercin uçuverdi, kanadın açıverdi” dese de siz gönlünüzün güvercinini başka yerlere uçurmayın. Sükûn bulup huzura erdiği yerde misafir etmeye devam edin. Orada sakınıp saklayın.
Madem sözü buraya getirdik o meşhur Ankara türküsü “Misket”in sokaklarda çocukken oynadığımız bilye değil misket ağacından mülhem sevdiği kız Huriye’yi bu şekilde ünlediğini hatırlatalım ve bununla yetinelim. Gerisini öğrenmeyi size bırakarak…
Ne diyordu ozan?
”Güvercinim uyur mu / Çağırsam uyanır mı / Sen orada ben burada / Buna can dayanır mı?”
…
DAYANMAZ…
Dayanmamalı da zaten.
Gönül güvercinimize ihtimam gösterelim. Ona yabanlık etmeyelim. Aşksız bırakmayalım.
Ki, aşksız kalmayalım.
Ya Selam!
24.11.2025


