UĞUR CANBOLAT
AHLÂK-I HASENE erleri hem itaat hem ittiba ehlinin arasından çıkarlar. Günlük konuşmalarda veya kimi yazılarda benzer anlamlar içeriyormuş gibi kullanılsa da onlar ayrıntıları önemsediğinden bu ayrımı güçlü biçimde yaparlar.
Güzel ahlak yolcuları takıntı noktasına ulaştırılmayan ayrıntıcılığı önemserler. Zira bu dikkate alınmadan yüzeysel olarak geçildiğinde görülmesi gerekenler görülemez, anlaşılması lazım gelenler anlaşılamaz. Bu nedenle elekleri incedir. Hissiyatları derindir.
Aklın ve kalbin ortak süzgecini kullanırlar. İltimas geçmezler. Bu kurala uymadıklarında analiz yapamayacaklarını bildiklerinden görevden kaçmazlar. Ama obsesyona da dönüştürmezler.
Yüksek erdem yolcuları her meselenin tafsilatından yanadırlar. Esası kavramanın ancak ayrıntılara vakıf olmakla gerçekleşebileceğini deneyimlemişlerdir. Bu pratik kendilerini mevzunun tüm ayrıntılarına taşıdığından ülfet illetine yakalanıp detayları kaçırmak istemezler. Tafsilatı bilinmeyen konunun özetinin yapılamayacağına kanidirler. O sebeple teferruat konusunu küçümsemezler. Teferruatı olmayanın özünün nakıs olduğuna inanırlar. Kendilik bilinci yolunda ilerlemek ve kendine ârif olmak için bu davranış olmazsa olmazdır.
Fark ayrıntılarda gizlidir ve sonuca götüren en mühim unsurdur.
Güzel ahlak yolcuları dünyevi başarının bile ayrıntılara hâkim olmaktan geçtiğine müdrik oldukları için talebesi oldukları vahyin kavramlarına da aynı titizlikle yaklaşırlar.
Kulaktan dolma bilgilere itibar etmezler. Daima bir esasa ve bir asla dayanmak isterler. Çünkü ayrıntısına vakıf olunmayan meseleler tereddüde sebep olurlar. Şeytanın ve nefsin tuzakları bu tereddüt üzerine kuruludur. “Reyb” barındırmayan Kur’an-ı Kerim’in sahih talebesi olarak şüphe uyandıran her konunun ayrıntısına ulaşarak ancak defedilebileceğine inanırlar.
Nüansları gözden kaçırmayı ayıp sayarlar. Önemsememe halleri onların semtine uğramaz. Umursamazlığın kulluk çizgisinde yaşamaya maniler oluşturacağını müdriktirler. Hayatın öte yakasında yaşanacak pişmanlıkların, üzüntülerin, keşkelerin çoğunu detayları kaçırmaya bağlarlar.
Ahlâk-ı hasene erleri bu anlayışla hareket ettiklerinden itaat ile ittiba farkını gözetirler. Bunu şuura getirirler. Onlara göre itaat dış ihtiyaçlar sebebiyle uymak demek iken ittiba içsel yani kalbi eğilimlerle ilgilidir. İtaat diğer söyleyişle inkıyat; ilahi emre, kudrete, güce, otoriteye boyun eğmektir. Zorunluluk içerir bir inanmış için. Allah ve kul ilişkisidir. Müeyyideye tabidir. Yaptırımı vardır.
İttiba ise gönüllülük barındırır. Peşinden gitmek, ardından yürümek, izini takip etmek, arkasında olmak, uymak ve uyumlanmak şeklinde tarif edilebilir. İçinden gelerek olmalıdır. Duygu ve düşüncelerini buna göre hür iradesiyle yani özgür seçimiyle düzenlemek demektir. Bu ise beğenmeyi, razı olmayı, kabul etmeyi ve onaylamayı içerir.
İtaat emre kulluk gereği uymak iken ittiba isteyerek, tercihte bulunarak uymak demektir.
Güzel ahlak yolcularının hüneri ise bu iki farklı uyma şeklini gönlünde bir ederek fiile çıkarmaktır.
Ey hakikat yolunun ayrıntıyı önemseyip içselleştiren yolcusu!
Sen de yüksek erdem yolcuları gibi menziline güzel bir yolculuk yapmak istiyorsan eğer ayrıntıları es geçme. Yüzeysele boğulma. Tafsilattan kaçma. Detayları kaçırma.
İtaat etmen gereken ilahi buyruklara tam bir boyun eğişle, emre uymanın tüm şuuruyla, kulluk çizgisini Fahr-i Kâinat Efendimizin örnekliğinde ciddiyetle ifa et. İnkiyatın tam olsun. Fire verme. Yan yollarda dolaşma. Sulandırma. Anlam kaydırmaları yaparak ibahileri taklit edip emirleri çekiştirerek mübahlar sınıfına sokma. Takip etmen gereken yolda gözünü kaydırma. İzleri kaybetme. Burada rehavete düşerek imanını tehlikeye atma.
İttiba ederken kalbini daha fazla coştur. Gönlünü çağlayanlar gibi çoğalt. İsteğini yükselt. Arzunu galeyana getir. Uyumlanmanı derinleştir. Emir olmayanları bile emir gibi telakki et.
İtaat ve ittibanın farkını iyice kavra ve her ikisini de bu bilinçle imtizaç ettirerek yerine getir. Rızaya ulaş.
Hem itaat hem ittiba hususunda ileri git ki, hayatın öte yakasında cevelanlı bir seyranın olsun.
Güzel ahlak erleri ise yârenin…
30.10.2025