İLİŞTİ KALBİM, KALBİNE

BİR kınanın parmaklara ilişmesi gibi iliştim kalbine.

Dokundum hafifçe. Parmak uçlarındaki her mânâ, parmağıma ilişti kıvrım, kıvrım.

Aynı rengi aldılar. İki el birleşti ve tek el oldu.

Ve ne çok yakıştılar bir bilsen, ne çok.

Kollarına altın bilezikleri taktığın gibi takıldılar birbirine. Şikâyetleri yok.

Gözlerin gözlerime ilişti ve gözlerim gözlerine.

Yağmurun pencereme düşmesi gibi düştüm o nergis gözlerine.

Seninle gördüm seni.

Ve kendimi.

Dokudu gözlerin dokunduğunda ilmek ilmek beni.

Elimi en içli niyazlar sonrası yüzüme şükürle sürer gibi sürdüm gözlerini, gözlerime.

Sözlerini, sözlerime…

Ezberledim dokunuşlarını parmaklarının bir serçenin sekişi gibi.

Ve yine tutuştu her tutunduğunda gözlerine nehirlerim.

Şarkıların kulağımda sesten bir ahenk…

Asıldı zülfüne kelimelerim salkım, salkım.

Kenarında oturdum dünyanın yüreğinden kovulmamak için.

Yanarsa, yansın âlem ne çıkar.

Yangınında yandım ben, yandırmaz başka ateşler.

Yorulmasın harfler, dedim ya bir daha diyeyim.

Kalbim, kalbine ilişti.

Kalbin, kalbime ilişti.

Ve kayboldu gözlerinden başka ne varsa.

Kayboldu.

22.11.2018

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Kulaktan Kalbe Aydınlanma Sohbetleri

    İRFAN geleneğini dikkate alan bu toprakların insanı olarak hepimiz “Muhabbetin Çocuklarıyız.” Aşk kokan, sevda tüten iyileştirici sözlerin kokusunu uzaktan alırız.…

    Read More

  • Yumurtayı Sert Kırmak

    UĞUR CANBOLAT “YUMURTAYI sert kırmayın” şeklinde bir cümleyi duymamıştım. İşittiğimde ilginç gelmiş ama işin kırma tarafına değil de yumurta bölümüne…

    Read More

  • Bağ Kurmak ve Mesafeli Yakınlık

    UĞUR CANBOLAT MESAFELİ YAKINLIK yanlısıydı. İlişkilerini sınırlandırırdı. Sabahın kör vaktinde kalkıp abdest alır ve kendini yollara vururdu. Maksadı kimseyle bağ…

    Read More