KAYNAMA NOKTASI

DERSİMİZ bu diyerek söze girdi. Çiçekler içindeydi. Bir yanı papatya, diğer yanı erguvan ön tarafı da yaseminlerle süslenmişti. Bu kadar güzelliğin içinde dersimizin kaynama noktası olmasına şaşırdım. Oysa tabiattan konuşabilirdik, rüzgârdan, sudan, şiirden, musikiden. Ben böyle düşünsem de o devam etti cümlelerine aynı minvalde.

Kurutmayın içinizi. Tabiat uyanmış, her yer rengârenk olmuş, gözlerinizin önüne dahası gönüllerinize bu kadar harika renk cümbüşleri sunulmuşken kurutmayın kendinizi.

Yüreğinize bahar gelsin. Coşsun sevginiz. Kelimeleriniz bereketlensin. Bakışlarınız gönül alıcı olsun. Dokunuşlarınız şifa sunsun.

Sıcaklık yetmez kaynama noktasına ulaşmalısınız. Kendinizden vazgeçmeden olmaz bu.

Ateş ve suyu düşünün.

Ne sadece ateş olarak kalın ne de su. Kaynayın. Su iseniz buharlaşarak sevdiğinizin kalbine bir sevda damlası olarak düşsün. Ateş iseniz kaynatın suyu, dönüşsün.

Kendiniz kalmayın. Benliğinizi tahkim etmek değil değişmeyi düşünün ve planlayın. Bir olun ama birleşerek yapın bunu, tek kalarak değil.

Sonunda ne mi anladım?

Dersimizin fizik değil aşk ve bahar olduğunu…

Siz ne anladınız?

01.04.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Kaidesi Olmayanın Gailesi Olur

    UĞUR CANBOLAT YANAŞIK düzen eğitimine ilk elden alınmıştık. Askerliğe dair hiçbir kuralı bilmiyorduk. Sadece akşamüzeri teslim olmamızdan sonra neredeyse üstümüze…

    Read More

  • ANLAYARAK İMAN ETTİĞİN KİTAP

    UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, anlayarak kitaplarına iman edenler arasından çıkarlar. Her ne pahasına olursa olsun anlayarak kutsal metinlerini kaybetmemek…

    Read More

  • Şiirini Kaybeden Milletleri Felaketler Bekler

    Şiir denildiğinde sadece romantik duyguları hatırlamak, ergenlik dönemlerinin hissiyatıyla sınırlamak yanlıştır. Elbette bu duygular şiire yansır ancak şiir bunlardan ibaret…

    Read More