UĞUR CANBOLAT OLMAMASI gerekirdi ama olmuştu işte. Oysa ne kadar da hassas davranıyordu. Bir gergef gibi ilmek ilmek işliyordu. Sorulsa yaptığın nedir diye “Ben bir telkâri ustasıyım” diyebilirdi. O kadar ince işliyor, tel tel örüyordu. Kolay değildi. Maharet isterdi. Ondaysa bu maharet fazlasıyla vardı. Tellerde kırıklıklar oluşmaya başlamıştı. Bu daha önce başına gelmemişti. Bilmiyordu kırılmayı. …
UĞUR CANBOLAT ADAMDI gerçekten… Bana pek çok ilki yaşatan kişiydi. Köyde geçirdiğim çocukluk dönemlerinde ilk harçlık veren kişiydi. İyi bir paraydı. Köy yerinde parayla pulla pek işimiz olmadığından gömme duvar dolap içerisindeki kitabımın içine saklamıştım. Bazan açar bakardım. İçime tarif edemeyeceğim bir değerlilik hissi dolardı. Bu duyguyu bana ilk yaşatan yine sevgili amcam Süleyman Canbolat …