UĞUR CANBOLAT DÜNYAMIZDAN değildi sanki. Başka bir diyardan arzımıza düşmüş gibiydi. İnsanların sevinçlerini, mutluluklarını, coşkularını, heyecanlarını, umutlarını, hayallerini, özlemlerini, tutkularını, tat alışlarını, zevklerini, acılarını, kederlerini, kırgınlıklarını anlayamıyordu. En çok da öfkelerini, kızgınlıklarını, kıskançlıklarını, fesada yatkın oluşlarını, bozgunculuk yapmalarını, ithamlarda bulunup yaftalamalarını, ötekileştirmelerini, yaşamlarını bencillik üzerine kurmalarını anlayamıyordu. Bu sebeple derin sessizliklere kaptırıyordu kendisini. Uzun uzun …
UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, şahit ve müşahit konusunda doğru dengeyi tutturan insanlar arasından çıkarlar. Bu mesele onlar için çok mühimdir zira hayatın kalbinde aktif olarak yer almakla eşdeğer bir durumdur. Bu sebeple şahitliklerini bir an olsun bile aksatmamak için azami dikkat gösterirler. Güzel ahlak yolcuları için yaşama ve olaylara tanık olmak bir nevi varlığı …