UĞUR CANBOLAT KÖSEYDİ. Yüzündeki kırışıklar yaşını ele vermeye müsait idi ama biz bunu hiç tutturamamıştık. Daha çevikti. Zihni faaliyeti yediği tüm hayat darbelerine karşı onu yıkamamış aksine daha güçlü kılmıştı. Kısa boyluydu. Kalabalıklar arasında yürürken onu seçmek imkânsızdı. Çoğu kez aradaki kişiler sebebiyle kaybettiğimizi sanırdık ama aradakiler çekildiğinde önümüzde buluverirdik. Aslında hızlı yürürdü, dilese kendisini …
UĞUR CANBOLAT “DÜŞ kirasını alamadım” derdi her oturmamızda. Kimse anlamazdı ne demek istediğini. Bende onların içindeydim. Hayatımızda dilimize pelesenk ettiğimiz her lakırdı anlamlı mıdır? Manası var mıdır? Ayakları yere basar mı? Bir gerçekliğe tekabül eder mi? Hayır. Sözlerimiz çoğu defa hedefsizdir. Ölçülü, biçili değildir. Önü arkası hesap edilmeden o anda söylenen zamanı dolduran ama laf …