GÜL VE KALP

GÜL mü kalbin mahsulü idi yoksa kalp mi gülün güldürmesinden meydana gelmişti bilemediler. Birinin elinde sunmak üzere sevda baharlarından derlenmiş güller vardı. Diğeri ise sadece elini kalbinin üzerine götürebilmişti. O kadar. Bu gül ile kalbin karşılaşmasıydı. İlkti. Her ikisinde de heyecan fırtınası gözleniyordu ancak dozlarının ne olduğu bilinemiyordu. Sözden, sözü çoğaltmaktan yana değillerdi. Sözün manayı …

TESTİ DE SUYA SUSAR

SUSUZLUK üzerine konuşuyorduk. İnsanın nelere susadığı, nelere özlem duyduğu meselesi… Hasretin başı dumanlı dağlar gibi başımızı döndürmesi… İçinde her dem kaynayıp durana uzak düşmek, özledikçe özlemek… Doğru değerlendirilirse olduran, iyi yönetilemezse öldüren hasret… Suya sadece insan susamazmış. Su da insana susarmış. Avuç avuç içilmek ve serinlik vermek istermiş kendisine müştak olana… Zaman zaman sessizlikler de …