İMAN ZAN DEĞİLDİR

İLK cümle olarak bunu söylediğinde henüz oturup soluklanmamıştım bile. Bir iki nefes aldıktan sonra duysam daha iyi olmaz mıydı? En azından daha kolay karşılar üzerinde düşünebilirdim. Aklımdan geçen bunlardı. “Hakkın kabulü zanna değil kesin bilgiye kabule dayanmalıdır” cümlesi meseleyi biraz daha vuzuha kavuşturdu. Bildiklerimiz doğrudur kolaycılığından bizi çıkarmak istiyordu belli ki. Bu ise ancak sarsılmakla …

ÖZLEM AĞIRDIR

KELİMELERİN yükünü omuzlarında taşıyordu. Kolay değildi. Zira bu ağırlık hayat olaylarının çetinliğinden ileri geliyordu biraz da… Ama her zaman şükürden yanaydı. Adın nedir diye sorulsa belki de hiç tereddüt etmeden “Şükreden Şakir” diyeceklerdendi. Şikâyetsizdi. Bu sebeple yakındığını gören işiten olmamıştı. Şiir gibi yaşıyordu. Sıksan şiir fışkırırdı her yanından. Naifti. Hüznün dizelerden oluşan yorganını üstüne çeker …