UĞUR CANBOLAT MECNUN olarak bilinirdi. Gerçekten öyle miydi bilmiyorum ama onu ünleyen böyle ünlerdi. Tuhaf yanları vardı. Duymak istediğini duyar hemen oradan bir muhabbet kapısı açar ve sohbet kazanını öyle harlardı ki, saatlerce sürerdi. İşine gelmeyeniyse duysa da duymazdı. Tepki vermezdi. Elindeki çubukla toprağın üstüne çizgiler çizer onlara hayretle bakar ve dalıp giderdi. Bu elbette …
UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, beğendiklerini Allah’ın beğendikleri üzerinden belirleyen insanlar arasından çıkar. Onlar kendi kişilik yapıları, eğitildikleri ortam, içinde bulundukları duygu durumlara göre belirlemezler. Allah’ın rızasının olduğu duygu ve düşünceleri tercih ederek iş ve işlemlerini tesis ederler. Kul oldukları şuurunu sürekli aktif tutarak belirlemelerde bulunurlar. İyilik nedir sorusuna kendi kişisel yargılarını karıştırarak cevap vermezler. …