TAŞIYORDU KENDİNİ

YOL yorgunuydu. Taşıdığı kendisiydi. Beraberin başka neler taşıyordu diye sorarsanız anlatır ki, sabahlar yetmez dinlemeye. Zihni mahşer gibiydi. Onlarca fikri barındırıyordu. Bunlardan eksiltmeye gitmiyor aksine ilaveler yapıyordu. Aklına yeni kabuller girmişti. Kalbineyse bambaşka duygular konmuştu mavi kelebekler gibi. Saklanmış, üzeri bastırılmış ve kimseler bilmesin denilen duygular açığa çıkmıştı. O ise yürüyordu mütemadiyen. Gece gündüz demiyordu. …

BİR RÜYAYDI BU

EVET, bir rüyaydı. Hakikat gibi bir rüya. Berrak. Tertemiz. Kalbin en güzel yerine papatyalardan serilmiş bir minder etrafında anne baba dâhil tüm sevdikleriniz var. Bir de en sevdiğiniz. Kanatlanıyoruz. Azıcık utangaç, biraz mahcup, çokça sevinçli ama mestur bir biçimde. Örtülü sevinçler, kontrol edilen coşkular, sınırları çizilen heyecanlar değil mi biraz da bizi biz yapan. Bir …