SOĞUKKANLI BİR TABİP GİBİ

ÖFKELİYDİ. Bu hâli sadece çevresiyle olan ilişkisiyle sınırlı değildi. Kendisine de her daim böyleydi. Hırsı kabardığı zaman ne yana taşacağı belli olmazdı. Yakar, yıkar, devirirdi. Kısa bir süre sonra öfkesi diner, durulurdu. Hatta büyük bir pişmanlık hissettiği de fark edilirdi, zira uzun süren sessizliklere gömülürdü. Çevresinde sevilirdi aslında. “Özü çok iyi, içi temiz ama şu …

SESSİZLİK KONTRATI

İKİSİ DE konuşkandı ama öyle böyle değil. Bir dostları çok sıkıldığı vakitlerden birinde uyarmıştı kendince bir teşhis koyarak. “Sizler islahı fem olmuşsunuz.” Onlara ağır gelmişti bu tespit. “Ağız ishali olmak?” ne demek diyerek içlerinden verip veriştirdiler. Yetinmediler uzunca bir süre küstüler, görüşmediler. Ama sonucu değiştirmiyordu. Aradan geçen zaman içinde duruldular, düşündüler ve hak verdiler. “Evet, …