BÖYLE sordu soruyu. Nasıl hissediyorsun? Tereddüt etmedim hiç. Cevapladım hemen. Sen gibi hissediyorum dedim. Hatta sen hissediyorum. Ne güzel dedi, ne güzel. Sanki bir şey daha söyleyecek gibiydi. Dudakları kıpırdadı. Durdu sonra, bir şey demedi. Elini göğsüne koydu eyvallah dercesine. Uzaklaştı. Bakakaldım. Gözlerim takip etti ufuktan kaybolana kadar. Tekrar ettim ardından. Sen gibi hissediyorum. Hatta …
HEYKELTRAŞLIK öğreniyor değildik. Yaptığımız eylem neticede onarıcı sohbetlere katılmaktan ibaretti. Bu yontma konusu nereden çıkmıştı. Sadece ben değil diğer dinleyiciler de susmuştu. Her birimiz birer hamuşan haline gelmiştik. Ne gelecek ardında diye umutlandık üzerimizden atamadığımız şaşkınlıkla ama sükût uzun sürdü. Gözlerimize bakıyordu. Bizi oradan okumaya çalışıyordu. Ben gözlerimi yere indirdim. Tekrar etti sözünü. Evet, dersimiz …