ŞÜKRAN borçluyum sana… Ve buna sana söylemekten o kadar mutluyum ki, anlatamam. Ayrıca bu borcun hiç mi, hiç bitmesini de istemiyorum. Sen beni her gün, her saat hatta her dakika borçlu bırak. Ne olur, yap bunu. Yap ki; ben sana her an minnettar kalayım. Şükran dolayım. Başka türlü nasıl ödenir bilmiyorum. İnan. Çok samimiyim. Bedel …
DENİZİN kıyısına oturmuş konuşuyordu. Kimlerle mi? Köpüklerle… Hem de ne konuşma. Çok koyu bir sohbetin içindeydi. Her kabarcığı tek tek tanıyor gibiydi. Sanki onlara isimler vermişti. Köpükler diye hepsini tek kelimede zikretmek olmaz diyordu. Onların da bir kimlikleri, bir şahsiyetleri olmalı. İsimleri olmalı. Bu isimlerle çağrılmalılar. Eğer sadece baş gözüyle bakmıyorsan köpüktür, köpürür gider diye …