NASIL özlediğini anlatıyordu. Gözünde hasretin nasıl tüllendiğini… Gecelerin ışığa olan hasretini, suyun denizi buluşunu, serçenin dala konuşunu… Yetinmedi bununla da. Bir kış gününde yağan karlar sonrasında penceresine konan güvercinin gözlerine bakan yalnızlıklı bakışı anlattı sonra. Yine de yetinemedi. Özlemini kelimeler taşıyamıyordu. Belli ki çokça birikmişti. Ayrıca hangi kelime hasretin yükünü taşıyabilir ki? Sizce bu mümkün …
SEN varsan yanımda her şey tıkıtıkınadır. Eksizdir. Yokluğun en büyük ziyan. Boşluk. Dayanılmazlık. Ama sen varsan tastamam olurum. Noksanlıklarım eşitlenir, ibre gelir tıkıtıkına yerinde durur. Saat gibi. Saatin yelkovanı gibi. Gelir ve tam vaktinde tık eder. İşte bu tıkıtıkınadır. Geç kalmaz. Gözümü yolda, özümü darda komaz. Tamamlar. Ve tamamlanır. Tıkıtıkına. Ey tıkıtıkınam. Uyumumsun hayata, zamana …