BİRİKTİRMELİSİN demişti önemle, anı biriktirmelisin. Kavrar gibi oldum ama tam kavrayamadım ne demek istediğini. An biriktir başka, anı biriktir daha başka. Ses bakımından benzerlik içeriyorlar ama mahiyet farkları da var ve önemli. İki kafadar oturmuş sahilde bir duvar dibine hem çaya yükleniyor hem de tatlı tatlı müzakere ediyorlardı. İlk dakikalarda tartışıyorlar gibi anlaşılsa da durum …
ÖYLE davranırdı. Dışarıdan bakınca en küçük bir kaygı işareti sezilmezdi. Gerçekten öyle miydi, yoksa bu sadece verdiği bir görüntü mü, bilen yoktu. Dünyanın ne içinde ne de dışındaydı. Kendine bir çizgi belirlediği belliydi. Ama hiç kimseye ne kendi istikametini dayattığı ne de şöyle yap, böyle yapma şeklinde emir kipinde konuştuğu duyulmamıştı. Nasihati kendineydi, başkasına değil. …