HESAPSIZ KİTAPSIZ

DEĞİLİM elbette… Ama insan ne kadar hesap ederek, kitap ederek yaşayabilir ki? Bir ses seni hesap edemediğin bir yerlere alıp götürmez mi? Götürür. Altında bir nefeslik oturayım diye yaslandığın ağaç kimi zaman seni unuttuğun hâtıraların tam da içine çekmez mi? Çeker. O hâtıralar seni bazen tadına doyulmaz lezzetlere taşır, kimi vakit de azap derelerinde halsiz …

SALINCAK

BİR salıncak kurdum yüreğimde… Yüreğimden yüreğine, yüreğinden yüreğime sallanır. Her gidiş geliş bir heyecan, bir iç ürpermesi… Ve ellerim titrer istemsiz. Başımı kaldırır bakarım bembeyaz yüzüne. Aydınlanır bakışlarım. Berraklaşır. Eririm safiyetinde. Gecenin serinliği gelir sonra. Bir daha titrer içimiz. Haydi aya bakalım beraber. Bir daha, bir daha… Salıncağımızın iplerini oraya atalım. Üstümüze konan kuşları ürkütmeyelim …