ÖYLE gönül alıcı konuşuyordu ki onu anarken içinden ‘Bal dillim’ diyordu. Onun bal dili yüreğini onarıyordu. Sessizliğinde ses idi onun için. Gecenin karanlığına düştüğünde onu hatırına getiriyordu. Ve hemen içi aydınlanıyordu. İç aydınlanınca dışın hiç hükmü kalır mı? O gündüzün yorgunluklarını, kendi iç telaşlarını ‘Bal dilli’si ile aşıyordu. Ne vakit ‘Bal dilli’si hatıra gelirse her …
Evet, senin için buradayım. Tüm koşmalarım, düşmelerim, kalkmalarım, telaşlarım, yorulmalarım, durulmalarım senin için. Hep senin için. Usul yanan bir mum gibi bitişim senin için. Sabah rüzgârıyla tekrar azimle mücadele kapısını açışım senin için. Elimi yumruk haline getirişim de sımsıcak tokalaşmalarım da hep senin için. Ağlayışlarım senin için… Sızılarımı gecenin zifirinde demleyişim senin için… Sızı sızı …