SÖZÜN TERZİSİYDİ

KENDİNDE varlık görmezdi. Mütevazı bir kişiliği vardı.

Toplum içinde kendini eritirdi. Bir yerde bulunduğu ancak görülürse anlaşılabilirdi.

Gürültücü değildi.

Tozu dumana katmaz gittiği yerde azami istifadeyi hedeflerdi.

Olgun başak gibiydi kısacası.

Ağırbaşlıydı.

Söz terzisiydi.

Söyleyeceğini ölçüp biçmeden dudağından dışarıya salmazdı.

Bir yerlerde sohbeti olacaksa prova bile yapardı çer çöpten ayıklamak için.

Gençlik yıllarında kendinde söz söyleme kudreti bulamazmış. Donanımının farkında olanlar ısrar edecek olurlarsa onlara “Ben bir çakıl taşıyım” dermiş.

“Peki, nasıl oldu konuşmaya başlamanız” dedim.

Vakti zamanında sohbet ehli bir zatı dinlemeye gidermiş. Bir gün o zat bir tıkanma yaşamış. İstediği kıvamda akış gerçekleşmeyince “Buyurun sizi dinleyelim bugün” demiş.

“Estağfirullah efendim” diye cevaplamış, “Ben bir çakıl taşıyım.”

Bu söz üzerine tıkanıklık izale olmuş ve muhabbet öyle coşup taşmış ki, insanlar kelimeleri eteklerine doldurmuşlar âdeta.

Bana aktardığı son cümle ise hâlâ aklımda.

“Hor görme. Bir çakıl taşı nehrin güzergâhını değiştirir.”

İşte o gün bugündür nehrin akış yönünü değiştirecek cümleler söylemeye ahdetmiş.

Ölçüp biçmesi, söz terzisi olması bundanmış.

12.11.2020

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Kaidesi Olmayanın Gailesi Olur

    UĞUR CANBOLAT YANAŞIK düzen eğitimine ilk elden alınmıştık. Askerliğe dair hiçbir kuralı bilmiyorduk. Sadece akşamüzeri teslim olmamızdan sonra neredeyse üstümüze…

    Read More

  • ANLAYARAK İMAN ETTİĞİN KİTAP

    UĞUR CANBOLAT AHLÂK-I HASENE erleri, anlayarak kitaplarına iman edenler arasından çıkarlar. Her ne pahasına olursa olsun anlayarak kutsal metinlerini kaybetmemek…

    Read More

  • Şiirini Kaybeden Milletleri Felaketler Bekler

    Şiir denildiğinde sadece romantik duyguları hatırlamak, ergenlik dönemlerinin hissiyatıyla sınırlamak yanlıştır. Elbette bu duygular şiire yansır ancak şiir bunlardan ibaret…

    Read More