GÜLMEK TAZELER

ASIK suratla dolaşmayı marifet saydığım dönemlerdi. Ciddiyeti elden bırakmıyor her yanımdan akıyordu neredeyse. Bunu toplumda var olma biçimi olarak benimsemiştim. Küçüklüğümde gülmenin hafiflik olarak kulağıma fısıldanması ise bu durumu zaten perçinlemişti. Bu halimden mutlu değildim aslında ama kendimi avutuyordum.

Sonraki yaşlarımda gülen bir arkadaşım oldu. Her şeye gülüyordu. Ben onun bu davranışından rahatlıyordum. Olumlu etki alıyordum. Gerginliklerimin sıkışmışlıklarını gevşetip ferahlatıyordu. Problem şurada ki, ben yine de gülmeye direniyordum.

Bir gün dostum sen neden gülme özürlüsün diye sordu. Hafifliktir diyemediğim için yuvarladım cevabı. Tatmin olmadığından ısrar etti ve ilave etti. Gülmek sana çok yakışır hem biliyor musun?

Kendime o güne kadar yakıştırmamıştım. Gülme eksersizleri yaptım. İçimde sıkışan yoğunlaşmalarım gitmeye başlamıştı. Bolunun nefes bırakması gibiydi. Streslerim azalma gösterdi. Zihinsel yenilenme yaşadığımı hissettim. Yorgunluğun ilacı olarak görmeye başladım. Mizahın girdiği, edepli nüktelerin söylendiği ortamların samimiyeti daha derinden yaşadığını fark ettim.

Ne mi oldu sonra? Gülmeyi bir yaşama biçimi haline getirdim. Nüktesiz kalmamaya özen gösterdim. Dostlarımla hikâyeler paylaşmaya başladım.

Ve gördüm ki, gülmek tazeliyor beni.

Dostlarımı da… 20.04.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Esmâlardan Öze Yolculuk

    Esmâ konusunda çalışan pek çok kişinin olduğunu sosyal mecralarda reklam kokan paylaşımlar sebebiyle biliyoruz. Bu konunun hakkını veren ciddi çalışmalar…

    Read More

  • Bilgiliydi Ama Cahildi

    UĞUR CANBOLAT YILLAR önceydi. Yozgat çevresinin tanınmış âlimlerinden Halit Demirpolat Hoca ile yakın temas içerisindeydim. Her günü okuma ve onları…

    Read More

  • Deli Balta ve Boş Sandalye

    UĞUR CANBOLAT BUGÜN bahsini açmak istediğim Deli Balta, çizgilerine ve yazılarına hayran olduğum büyük usta Gürbüz Azak’ın sınır boylarında at…

    Read More