ZOR zamanlarda yaşıyorduk. Kimse diğerini düşünmüyordu. Herkes her konuda kendisini önceliyordu. Bencillik kuleleri kuruyorduk. Herkes bizim aşağılarımızdaydı. Kimseler bize yetişemez, erişemezdi. Yarışırdık. Kan ter içinde kalırdık. Nefes almakta bile zorlandığımız olurdu ama bu hiç mi hiç önemli değildi. Mühim olan birinci gelmekti. Yani herkesi geride bırakmaktı. Kimseye güvenmezdik. Bunu hak edemezdi kimse. Herkes bize kötülük …
İNKÂR etmezdi kendisi de bunu, aksiydi. Hem öyle böyle değildi, esaslıydı aksiliği. O bir konuda karar vermiş hükmü koymuşsa yedi dünya bir araya gelse milim geri adım attıramazlardı. Uğraşmak beyhudeydi, yorgunluktan başka kazancı olmazdı. Görenler, bilenler “oluşu öyleydi” diyorlardı. Yani böyle gelmiş böyle gidiyor. Kızmadığı, söylenmediği, aksilik yapmadığı hiçbir şey yoktu. Doğan güneşe kızılır mı, …