GECE gündüz demeden onu düşünüyordu. Düşlüyordu. Baktığında nasıl bakar, gördüğünü ne şekilde görür merak ediyordu. Kuşları nasıl seyrederdi örneğin, yem atar mıydı? Onlar oradan oraya sekerken kendi yüreği de onlarla seker miydi? Su içen kanaryalar dikkatini çeker miydi? Kuşların başını göğe kaldırdığında o da aynısını yapar mıydı? Ağaçlara o da benim gibi sarılır mıydı? Sadece …
BÖYLE bir cümle beklemiyordu. Sabahın seheriydi. Âlem uyanmaya yeni başlıyordu. Sık olmasa da bu vaktini kendisiyle paylaşırdı. Evet, nadirdi ama çok kıymetliydi. Zira bilirdi ki, seher yâr ile olma vaktiydi. Bu muhteşem demleri kendisiyle bazen uzun süren sessizlikle, kimi vakitte nazarım diye başlayan birkaç cümlecikle yaşardım. Sözün kısa olsun ama manası uzun hükmüne işte o …