Günün Yazısı

SUYU AKMAYAN BİR ÇEŞMEYİM

ESKİDEN böyle değildim. Gürül, gürül akardım. Coşup taşardım. Sesim de, nefesim de her daim hissedilirdi. Sözüm aşk ocağında pişer, kıvam bulunca yarana sunulurdu. Muhabbetin kazanı kaynadıkça, kaynardı. Tüten buharı, ateşin sıcaklığı çekiciydi. Etrafında müdavimleri bulunurdu, hem de hiç kalkmamacasına. Ya şimdi öyle mi evlat demişti, öyle mi? Kendisini tanımıyordum. Azcık soluklanalım diye oturduğumuz şu çeşme …

BİR GÜLÜŞ Kİ, GÜLÜŞÜM OLDU

SEVEN sevdiğinin gülüşlerini biriktirir demişti yarı şımarık bir eda ile. O benden büyüktü, bense çok küçüktüm. Tek biriktirdiğim kayısı çekirdekleriydi. Onlarla yaşıtlarımla oynardım. Heyecanlı olurdu. Kazancım çok olursa bakkala satar bir şeyler alırdım. Tek tecrübem buydu yani. Gülüş nasıl biriktirilir bilmiyordum. Şimdi de çok iyi bildiğim söylenemez zaten. Saçları uzun ve dalgalı o ablanın söylediği …