DOYA DOYA AMA DOYMAMACASINA

“YAPACAKSAN en iyisini, en güzelini, en kalitesini, en zarifini yapmalısın” diyerek söze girmişti.

Diğer türlüsü yarım kalmak demekmiş…

Düşünce üzerinde benimsedim, bana da doğru geldi.

Her yarım kalmışlık tırmalayıcıdır. Rahatsız edicidir. Hiç beklemediğin anlar gelir baş gösterir. Tekrar hatırlatır. Bu sebeple yaptığımız her iş yapabileceğimizin en güzeli olmalı.

Emek verilmeli, dikkat edilmeli, gönül katılmalı. Geçiştirerek yapılmamalı, hakkı verilmeli.

Hakkını vermediğimiz her husus bir yolunu bulup bize ulaşır ve hakkını ister.

Merhamet barındıran bir eylem mi yapılacak en güzeli olmalı.

Huzur dağıtan bir faaliyete mi girişilecek en zarifi olmalı.

Gönül alınıp, hatır mı sorulacak en kapsayıcısı tercih edilmeli.

İşin ucundan tutarak yapılan her iş hem yapanı hem muhatabı eksiklik duygusuna sürükler.

Diriltici olmaz. Onarmaz. Kalkındırmaz.

Aklımdan bunlar gelip geçti. Sohbet uzun sürmüştü ama aklımda çakılı kalan ilk ve son cümlesi olmuştu: “Seveceksen doya doya sev ama bu aynı zamanda doymamacasına olsun.”

Her son yeni bir başlangıç olmalı demek ki…

Doygun ama tekrar ve tekrar…

04.12.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Efsaneler Dökülüyor Gülüşlerinden

    UĞUR CANBOLAT HAYATININ en büyük ikramı, şükrü en zor bahtı ve her daim talihi saydığı yâreni ile henüz gözleri birbirine…

    Read More

  • Kalbimin Maksûresi

    UĞUR CANBOLAT İKİ yaş kendisinden büyüktü. Kapı bir komşulardı. Tüm çocukluk oyunlarını birlikte oynamışlardı. Birlikte koşmuş, birlikte düşüp çamura bulanmış,…

    Read More

  • Yağan Kar mı Ateş mi Lavinia?

    UĞUR CANBOLAT ALTMIŞA varmasına bir senesi kalmıştı. Saçlarında neredeyse hiç beyaz yoktu. Üzüm siyahı saçlarını görenler boyattığını sanırdı ama o…

    Read More