İÇİMDE TUTUŞAN GÜNEŞ

HER sabah yeniden doğan ve bizi aydınlatan güneşten bahsetmiyorum. Bu başka bir güneş.

Doğuşu çok başka bu güneşin… Tutuşması da öyle, tutulması da.

Şafağı çok başka bu güneşin, kızıllığı da yine başka şeye hiç benzemiyor.

Sen bana diyorsun ki, tarif et tutuşmayışını güneşin. Bu mümkün olabilir mi, inan hiç bilmiyorum.

El ele olmak desem bu nasıl olur ki, dersin. Birlikle bir sahil yürüyüşü gibi anlatsam yine dudak bükersin.

Aynı ağaç altında başlar yan yana gelecek şekilde farklı yönlere uzanıp düşen yapraklara şiirler söylemek şeklinde tarif etsem yine de yetinmezsin.

Tel te saçlarını güneşin kızıllığı ile gecenin karanlığının birbiri ile yeniden tanıştığı zamanlara kadar sevmektir desem romantik görürsün beni.

Peki, nasıl anlatayım o halde?

Bu bir yürek tutuşmasıdır.

O kadar!

19.11.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Efsaneler Dökülüyor Gülüşlerinden

    UĞUR CANBOLAT HAYATININ en büyük ikramı, şükrü en zor bahtı ve her daim talihi saydığı yâreni ile henüz gözleri birbirine…

    Read More

  • Kalbimin Maksûresi

    UĞUR CANBOLAT İKİ yaş kendisinden büyüktü. Kapı bir komşulardı. Tüm çocukluk oyunlarını birlikte oynamışlardı. Birlikte koşmuş, birlikte düşüp çamura bulanmış,…

    Read More

  • Yağan Kar mı Ateş mi Lavinia?

    UĞUR CANBOLAT ALTMIŞA varmasına bir senesi kalmıştı. Saçlarında neredeyse hiç beyaz yoktu. Üzüm siyahı saçlarını görenler boyattığını sanırdı ama o…

    Read More