ACILARINA SAHİP ÇIK

UĞUR CANBOLAT KÖHNE bir barakada çay satıyordu. Yolumu sık düşürmeye çalışır bir kenara siner olan biteni izlerdim. Şimdi yıkılarak yerine kocaman betonarme devasa bir binanın yapıldığı bu mekânın kendince bir çekiciliği vardı benim için. Böyle söylemem sebepsiz değil zira halime agah olması için yanımda götürdüğüm birkaç arkadaş aynı lezzeti almamışlardı. … İNCİ gibi bembeyaz sakalları …

AŞKIN HECESİ, KALBİN ECESİ

ARTIK niyaz nakışlı hüzün elini eteğini çekmişti yürek dünyamızdan. Azgın duyguların pençesindeydik hepimiz. Hızlı yaşıyorduk. Dünyayı oburca tükettiğimiz gibi duygularımızı da aynı hoyratlıkla yok ediyorduk. Gerilmiş yüzler, gülmeyen çehreler, öfkeli sözcükler ve sıkılmış yumruklarla yaşıyorduk. Ya da tersini en uçta… Hiçbir şeye aldırmıyor hız ve hazzı uçurumdan düşer gibi koşturarak yaşıyorduk. Hüzne vaktimiz kalmamıştı. Yavaşlamaya, …