ZORUNLU KÖTÜLÜK VAR MI?

NE zorunlu iyilik vardır ne de zorunlu kötülük. Eğer öyle olsaydı sorumluluk olmazdı.

İyiler çaba sarf etmeden iyi olurlar isteseler bile onlardan kötü davranışlar zuhur etmezdi. Aynı şekilde kötüler mecburi kötülüğe programlı olsalardı ömürleri boyunca onlardan sadece olumsuz davranışlar açığa çıkar ve asla iyilik emaresi taşıyan bir hareket görülmezdi.

Oysa hayat böyle değil.

İyilerden kötülük açığa çıkabildiği gibi kötülerden de hiç beklenmedik iyilik davranışları görülebiliyor. Demek ki, isteğe ve iradeye bağlı olarak gelişen bir durum.

Kötüler kötülük dışında bir eyleme yetenekli olmasalardı yüce Rabbimizin elçiler göndererek insanlığa mutlak hayrı içeren vahye dâveti anlamsız olurdu.

Hem dâvet var hem de muhatapların bu dâveti kabul etmeye kabiliyetleri yok gibi bir tezat olurdu ki yüce Allah elbette bundan münezzehtir.

Buradan ne anlıyoruz? Ne zorunlu kötülük ne de zorunlu iyilik yoktur. İyiler iyi yaratıldıkları için iyi, kötüler kötü yaratıldıkları için kötü değiller. Bunu tercih ettiği için bu böyle, onu seçtiği için o öyle.

Yoksa fakir doğan kişi “Beni Allah böyle takdir etti” diyerek zenginleşme yolunda emek çekmeyeceği gibi zengin olarak dünyaya gelen kişi de “Takdir böyle ben azla fakirleşmem” diyerek parmağını bile kıpırdatmazdı. Ama biliyoruz ki, fukara zengin olabiliyor, zengin de her şeyini kaybedip fakirden daha fakir olabilmektedir.

Aynı şey sağlık için de geçerli olurdu sistem böyle işlemeseydi.

Sağlıklı doğan asla hastalık geçirmez, hastalıklarla erken zamanda tanışan da şifa bulamazdı.

Ne zorunlu sağlıklı olmak var ne de zorunlu olarak hasta olmak. Tüm bunlar bizim irademizle ortaya koyduğumuz yaşama biçimimizle ilgili.

Zorunlu kötülük ilkesi olsaydı mahkemelere gerek kalır mıydı hiç? O zaman kişi zaten kâtil olarak yaratılmış olacağından ondan beklenen zaten o olacaktı ve kendini böyle savunacaktı. “Ben tabiatımın gereğini yerine getirdim, sorumlu değilim” diyecekti.

Fıtratımızda iyi olmaya da kötü olmaya da imkân var.

Seçim bize bırakılmış.

Doğru tercihte bulunmamız için insanlık tarihi boyunca Nebi’ler gönderilmiş ve onlar vasıtasıyla hakikatin pusulaları olan kitaplar sunulmuş bizlere.

Mühim olan biz neredeyiz ve hadiseye nereden bakıyoruz.

“Ben kötü yaratıldım” diyerek sıyırma şansımız yok.

İyiler iyi olmak için çabaladıklarından iyi, kötüler kötülük yapmayı diledikleri için kötüler.

Zorunluluk değil, tercih var.

21.11.2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Post

  • Efsaneler Dökülüyor Gülüşlerinden

    UĞUR CANBOLAT HAYATININ en büyük ikramı, şükrü en zor bahtı ve her daim talihi saydığı yâreni ile henüz gözleri birbirine…

    Read More

  • Kalbimin Maksûresi

    UĞUR CANBOLAT İKİ yaş kendisinden büyüktü. Kapı bir komşulardı. Tüm çocukluk oyunlarını birlikte oynamışlardı. Birlikte koşmuş, birlikte düşüp çamura bulanmış,…

    Read More

  • Yağan Kar mı Ateş mi Lavinia?

    UĞUR CANBOLAT ALTMIŞA varmasına bir senesi kalmıştı. Saçlarında neredeyse hiç beyaz yoktu. Üzüm siyahı saçlarını görenler boyattığını sanırdı ama o…

    Read More