UĞUR CANBOLAT
HİZMETİN olmalı.
Peygamberler nice zahmetlere katlanarak Allah’ın kullarına O’nun mesajını ulaştırdılar.
Çileler çektiler.
Hakaretlere maruz kaldılar, aşağılandılar, alaya alındılar ve zulme uğradılar.
Yine de görevlerini insanlardan hiçbir karşılık beklemeden yaptılar.
Çünkü tebliğ ve temsil ile emr olundular.
Söylediklerini ilkin kendileri yaptılar.
Ruhsatı değil azimeti tercih ederek bu görevi ifa ettiler üstelik…
Ve her daim şükür üzere oldular.
Hamd etmeyi öğrettiler.
Gerçek varlığın maddede değil mânâda olduğunu eylemleriyle yaşayarak gösterdiler.
Ey hakikat yolunun kutlu yolcusu!
Senin de hizmetin olmalı.
Himmetin olmalı.
Gayretin olmalı.
Çaba göstermediğin, uğrunda zahmete girmediğin, çilesine tâlip olmadığın şey senin değildir.
Senin olmayan, sahiplenmediğin şeylerin savunucusu olman ne kadar işe yarayabilir ki?
Ne seviyede tesir edebilir ki?
Fakirlik edebiyatı yapan zengin rolünden çıkmalısın evvela.
Hizmet öncelikle samimiyet ister.
İçtenlik talep eder.
Kalbî olmayı icap ettirir.
Kendi kalbini onarmayanın başka gönüllere şifa olması ne kadar mümkün olabilir ki?
Önce kalbini gerçek imanın merkezi yapmalısın.
Şirk pisliklerinden temizlemelisin.
İki gören şaşı bakışını düzeltmelisin.
Bunun için öncelikle vahyin kesin bilgisi ile donanmalısın. Tek ettiğin ilim farzını ifa etmeye hemen başlamalısın.
Kültürünü güçlendirmeli, görgünü arttırmalısın.
Gücünü ve imkânlarını başkaları için kullanmanın insanı nifaktan kurtaracak olan infak ile elde edebileceğini idrak etmelisin.
Güzel ahlakın önemli unsurlarından birisi kalbe hizmettir. İman odaklı olmaktır.
Hizmetini sadece insanlarla sınırlamamalısın.
Yaşadığın evrene borçlusun.
Salih amel diyebileceğimiz hizmet yükümlülüğün başta insanlar olmak üzere cümle yaratılmışlaradır. Çerçeveyi buna göre oluşturmalısın.
Sosyalleşmelisin. Aile, akraba ve çevreyle olan ilişkini sağlıklı biçimde düzenlemelisin.
Tabiatla iç içe olmalısın.
Hizmet görevini icra ederken sabrı kuşanmayı unutmamalısın. Yumuşak muamele şiarın olmalı. Sürekliliği esas almalısın. Görevini yaptıktan sonra neticeye Hakka bırakmalı başkalarından taltif ve teşekkür beklememelisin. Rabbin seni bu işlerde çalıştırdığı için şükür üzere bulunmalısın. Tevazu terazisi her daim yanında olmalıdır. İç muhasebeyi asla terk etmemelisin.
Ahlâk-ı hasene ehli olmak imana sadakattir, bilmelisin.
İnsanların ve diğer yaratılmışların ihtiyaçlarını giderenin ihtiyacını elbette Rabbimiz giderecektir.
Darda bırakmayacaktır.
Güzel ahlak kişinin evren arkadaşlarıyla iyi geçinmesi ve onlar için yararlı işler üretmesi yani hizmet etmesidir.