İBADETTE NETİCEYİ BELİRLEMEK

UĞUR CANBOLAT

AHLÂK-I HASENE erleri neticeyi ibadetleri üzerinden belirleyen değil süreci Rabbimizin emirleri üzerinden yürüten insanların arasından çıkarlar.

Onlar emri yüklenirler. Sağa sola bakmazlar.

Kimsenin ne diyeceğini hesaba katmadıklarından kınayıcıların kınamalarından da etkilenmezler.

Sadece Fahr-i Kâinat Efendimiz gibi emrolundukları şeyleri tereddütsüz yaparlar.

Tam bir iman yani güçlü bir güvenle hareket ederler.

Nazarlarını başka şeylere çevirmediklerinden ibadet üzerinden matematik hesaplara yönelmezler.

Ne yaparsa ne kazanacakları şeklinde belirlemeleri güzel ahlak açısından haddi açmak olarak değerlendirirler ve asla buraya meyil göstermezler.

Güzel ahlak yolcuları sahabelerin önemli bir tutumu olan sadece “Allah ne dedi” diye bakarlar ve kendilerini imanla mükellef kıldıkları vazifelerini hakkıyla yapmaya yönelirler.

Başka hesap gütmezler.

Bunu Ahlâ-ı Muhammedî açısından problemli görürler.

Yüksek erdem yolcuları bir nevi Allah’ı borçlu çıkarmak anlamına gelecek çeteleler tutmaktan beridirler.

Onlar şu ibadeti yaptık karşılığı şudur, şu kadar şu zikri çektik getirisi budur, bunları bunları da şu mübarek vakitlerde yaptık onların hesabı da şöyledir gibi ibadetlerinin kesin kabul edildiği zehabına kapılarak bir nevi onlar üzerinden gurura kapı aralamazlar.

Bilirler ki, bu tarz işlemlere yöneldiklerinde kendilerini başkalarından üstün görmüş olurlar.

Benliğe düşerler.

İbadetleriyle övünmek anlamına gelen “Ucup” illetine yakalanırlar ki, bu onlar için asla yapılmaması gereken bir husustur.

İbadette neticeyi belirlemek kulun görevi değildir. Çizgiyi bozmak kendinde yükseklik aramaktır.

Oysa güzel ahlak yolcuları gayretleri neticesinde muvaffak oldukları ibadetlerden pâye çıkarıp başkalarına karşı kendilerini üstün görmek yerine Rablerine bu ibadetleri yerine getirmeyi başarmalarını kolaylaştırdığı için şükrederler.

Yine de bunu yeterli görmeyip ihlas üzere sürekli istikrarda olmayı niyaz ederler.

Dolayısıyla şu cennete kavuştum, şu mertebeyi hak ettim, şu kadar birikmiş sevabım var gibi yanlış anlayışlara yaslanarak neticeyi belirlemek gibi bir gaflete prim vermezler.

Onlar sadece üzerlerine düşen kulluğun tüm gereklerini içtenlikle yapmaya odaklanırlar.

Gerisine karışmazlar, bunu edep dışı sayarlar.

Ey hakikat yolunun ibadette neticeyi belirlemenin haddi aşmak bilincine erişmiş yolcusu!

Bu yolu firesiz tamamlamak istiyorsan eğer esas gayen kulluk olmalıdır.

Kuru ibadetler yerine ilim ve ihlasla donanmış amellere yönelmeli ve bunu kesiksiz sürdürmelisin.

İbadetlerin neticesi, seni kulluğuna kabul eden Rabbimizin deruhtesindedir.

Ödüller üzerinden değil kulluk şuuru üzerinden ilerlemelisin.

Sevap muhasebecisi olmaya değil şükrün ifasına yönelmelisin.

Her ibadetin bir öncekinden kendilik bilinci bakımından üstün olmasına odaklanmalısın.

Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de örneklerini bulduğumuz Nebi’lerin hallerini çözümleyerek kendine örnek dersler çıkarmalısın.

Tüm dikkatin ve gayretin ibadette sonucu belirlemek için değil ölüm anı gelinceye kadar artan bir ihlas ile tüm ibadet çeşitlerini aynı anda dikkate elan bir denge üzerinden ilerlemelisin.

Sevabı arttırmak olmamalı amacın.

Maksadın artan bir bilinç ile bulunduğun anın, vaktin hakkını Kur’an’ın sunduğu ahlak ve şuurla vermek olmalıdır. Ki, güzel ahlak yolcuları böyle yaptılar.

Senin de arzun bu ise ibadetlerde neticeyi belirleme büyüklenmesine yüz vermemelisin.

20.02.2025

https://kendilikbilinci.com/…/ibadette-neticeyi-belirlemek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir