UĞUR CANBOLAT
AHLÂK-I HASENE erleri, şahit olma meselesini önemseyen insanların arasından çıkarlar. Onlar müşahede etmeyi, şahit olmayı önemserler. Bu konu sadece belirli bir olayla münhasır değildir. Sınırlanması doğru değildir. Hayatın tüm alanlarını kapsar ve tüm hadiseleri içerir.
Güzel ahlak yolcuları hayat yolculuklarında Rabbimizin yarattığı her oluşa, her olaya muhakkak şahit olmayı dilerler. Bu sebeple de hem akıllarını işler ve uyanık hem de kalplerini rikkat üzere tutmaya özen gösterirler. Vahiy ile manen ruhun diriliğini de temsil eden bu anlayış onlar için önemlidir. Tefekkür etmek buna bağlıdır çünkü. Kişi şahit olamadığı, gözlemlemediği, bilgi edinerek ayrıntılarına vakıf olmadığı bir meselede tanıklığı yani şahitliği söz konusu olamayan bir hususta derin düşünce geliştiremeyeceğinden onlar için bu ilke vazgeçilmez sabiteler arasındadır.
Yüksek erdem yolcuları için tefekkür boşluğa bakarak düşünmek değildir. Boş boş avare zaman geçirmek olamaz. Rabbimizin her an bir şanda bir şe’nde olması hakikatinin idrakiyle bu oluşlara, yaratılışlara, yıkılışlara, hercümerce kısacası “Kün Fe Yekün” emrine odaklıdırlar.
Hayat olup bitmiş değildir. Yaratılış sona ermiş değildir. Rabbimiz kâinatı bir prototip olarak yarattıktan sonra kendi halinde bırakmış değildir. Her şey her an ilahi takdirin bir gereği olarak olup bitmeye devam etmektedir. Sağlıklı bir tefekkür için işte bunlara vakıf olmak, ilme sevdalı olmak ve veriye dayanmak gerekmektedir. Ki, güzel ahlak erlerinin marifeti budur.
Şahit olmak hazır olmayı gerektirir. Uyanık olmayı mecburi kılar. Donanımını arttırmak zaruridir. Bilmek, gözlemek, görmek, haberdar olmak gibi anlamları içeren şahit olmak kavramı güzel ahlak yolcuları için çok mühimdir. O sebeple asla ihmal edilemez.
Hayatın hakikatli bir şahidi olmak için evvela Kur’an-ı Kerim’e şahit olmak Ahlak-ı Muhammedi’nin bir gereğidir. Zira kalbine iman yazılan mü’min için; kesin, tartışılmaz, reyb barındırmayan, zan içermeyen mutlak bilgi vahiydir. İlahi kelamdır. Erdemlilik yolunda yürüyenler için gerçek şahitlik Rabbimizin bizlere Fahr-i Kâinat Efendimiz üzerinden gönderdiği zikir olan Kur’an’a aşina olmakla mümkündür. Bunun yöntemi ise sahih talebeliktir. Gün içerisinde belirli bir zaman dilimi ile de olsa kendini tüm uyaranlara kapatarak vahye açmaktır. Aklını, fikrini, zihnini, kalbini ve ruhunu onunla donatmaktır.
Bu metne tam anlamıyla şahit olabilmek için anlamak elbette vazgeçilmezdir. Zira bu olmadığında ilahi buyruğa uygun olarak kendimize, şahsımıza, kimliğimize, kişiliğimize, olumlu ve olumsuz duygularımıza, imkân ve risklerimize, avantaj ve dezavantajlarımıza, yeteneklerimize, fıtratımıza şahit olamayacağız. Dolayısıyla kendimizi gerçekleştiremeyeceğiz. Kendimizi çözümleyemediğimiz için anne ve baba kavramlarının gerçeğine şahit olamayacağız. Sırrını çözemeyeceğiz. Klasik bir anlayışla hayata yüzeysel baktığımız için sevdiklerimize de şahit olamadığımız gibi onları da kafi derecede kendimize şahit kılamayacağız. Ayrıca toprağa şahit olamayacağız. Güneşe, suya, havaya, sıcağa, soğuğa, varlığa, yokluğa, kıtlığa, bolluğa, fakirliğe, zenginliğe, emeğe hasılı hiçbir şeye gerçek anlamda şahit olamayacak öylesine yaşayıp biçare divaneler gibi müspet bir iz bırakmadan geçip gideceğiz.
Güzel ahlak yolcuları için hayata şahit olmadan göçüp gitmek boşa yaşamak demektir. Eğer böyle olursa şahit metin olan yüce kitabımız bizim olumsuz eylemlerimizin şahidi olacaktır. Oysa istenen şahit metin olan Kur’an’ın bizim imanımıza, ikrarımıza, ikanımıza, ihlasımıza, ilmimize, irfanımıza, cehdimize, infakımıza, tevhid üzere oluşumuza, tezkiyemize, sadakatimize şahit olmasıdır.
Ey hakikat yolunun şahit metin duyarlığına sahip olan rikkatli yolcusu!
İlk şahitliğin Kur’an’a olmalıdır. Bu orada yer verilen tüm Nebi’lerimize ve kıssalarına şahit olmak demektir. İnsan psikolojisine, zaaflarına, şeytanın ve nefsin tuzaklarına da şahitlik edip onlardan sakınmak yine bu şekilde ancak mümkün olacaktır.
Eğer sen de güzel ahlak yolcuları gibi hayatın gerçek bir şahidi olmak istiyorsan değişmez ve şaşmaz kaynağının vahiy olduğunu hiç aklından çıkarmamalısın. Kendine şehadetin de ancak böyle gerçekleşecektir. Ailene, eşine, ilişkilerine, dostlarına, arkadaşlarına şahitliğin yine bu sabiteler üzerinden olmalıdır.
Unutmamalısın ki, sen Kur’an-ı Kerim’e sahih bir şehadet inşa edebilirsen o da senin için şahit metin olacaktır. İmanını, ikrarını, ihlasını onaylayacaktır. Kısacası şahidin vahiy olacaktır.
08.08.2025