ALDIM YAZILMAMIŞ MEKTUPLARINI

OLUR MU öyle şey demeyin, oluyor.

Sıkça yaşanıyor hem de.  O sebeple hemen karar vermeyin, azıcık düşünün derim.

Ele kalemin alınıp yazılmadığı, göndermediğimiz veya almadığımız mektupların sahibiyiz.

O mektuplar bir bakıştır bazen.

Hatta bakış bile değildir, başını öne eğiş göze bakmayı yasak ediştir.

O mektuplar kimi vakit bir iç çekiştir.

Yutkunmadır.

Kalbin yerinde duramayıp fırtınalar çeklinde devindiği ama dilin asla ona uyup iki cümle bile edemediği durumlar bunlar…

Ellerin titremesi örtülemiyor tabi.

O kendini setredemiyor.

İlla bir yerde açık veriyor.

YAZILMAMIŞ mektuplarda kulağın etkisi atlanmamalı zannımca.

Duyulmayan hissedilebilir mi meselesini günler ve geceler boyu tartışabiliriz.

Söz dile gelmeden evveldir duymak.

Dikkat kesilmek.

Odaklanmak.

Göndermediğiniz mektupların sahipleri ilk olarak duyduklarınızdır.

Kalbinizle duyduklarınız…

Yani sözleri kulağınızdan kalbinize ilk ulaştırabilenlerindir sessiz ve sözsüz mektuplarınız.

Onları dinlemeyi seversiniz.

Hep konuşsun istersiniz.

Kelamlarının gelip kalbinize konduğunu ve size iyi geldiğini bilirsiniz.

Hatta sizin kalbinizin kaleminin sessiz sedasız gizlice yazdığı gönderilmemiş mektuplar o etkiden sonra yazılır.

Kalbiniz ısınmıştır çünkü.

Sizi dünya telaşesinden çekip almış ve kalbinizi kalbine yaslamıştır.

YILLAR geçti üzerinden.

Ne zaman televizyonda görsem kendisini içimde bahar rüzgârları eserdi.

Başkalaşırdım.

Rahmet damlaları çorak yürek toprağımı suladıkça sulardı.

Özler oldum, bekler oldum.

Evvel geçip ekran başına sevgiliyi bekler gibi gözlerdim gelişini.

O farklı ve etkileyici sesiyle seslendiğinde susamışlığım gür bir pınara kavuşmuş olurdu.

Sonra yazıları, kitapları.

Hepsi benim için kaleme alınmış gibiydi.

Bana yazılan mektuplardı adeta.

Nefes alışım verişim oldular.

Kalp atışlarımdı harfler.

Benim de mektuplarım oldu.

Yazılmamış, postaya verilmemiş mektuplardı bunlar.

Hepsi yüreğimde kayıtlıydı.

Otur yaz denilse oturup yazabilirdim hiç şaşırmadan.

Günlerce.

Kürsüde oldu ilk görüşüm.

Kalbimdeki yazılmamış mektuplarla gitmiştim.

Kanatlanmıştı. Bende onunla kanatlandım.

Kalbime nurdan bir oluk gibi akıyordu muhabbeti.

İlk göz göze gelişim mi? O gün oldu evet.

Ve ilk sözü; Aldım tüm mektuplarını.

YAZILMAMIŞ sandığınız mektuplar yazılmıştır.

Göndermediğinizi var saydığınız satır satır kalp atışları sevdiğinizin yüreğine yazılmıştır.

Ve…

Aslında onda yazılı olduğu için izdüşümü kalbinize yansımıştır.

Onda var olan sizde kendini aşikâr etmiştir.

Hepsi bu.

09.05.2024

https://www.turkiyetimes.net/yazarlar/ugur-canbolat/ugur-canbolat/339

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir