BAHTİYAR BİR DELİKANLI

UĞUR CANBOLAT

YAŞI yetmişleri geçmişti ama o tam bir delikanlı.

Yürüyüşlerine dikkat eder bunu asla ihmal etmez. Bazen Sirkeci’de karşınıza çıkıverir kimi zaman Üsküdar’ın tenhalıklarında rastlar, hiç beklemediğiniz vakitlerde Maltepe sahilinde elindeki ekmek torbası ile kendisini görür, selamlaşır hasretle kucaklaşabilirsiniz.

Daima seyir halindedir. Bu seyir hem tabiat ile gerçekleşir hem de kendi iç uzayında olur.

O bir kâinat ve aynı zamanda gönül seyyahı.

BAHTİYAR AMCA rikkatli bir kalbin sahibi.

İnce düşünür. Terazisi çok hassastır, milimetrik tartar. Daima adaletli olmayı önceler.

Kimsenin iç âlemine karışmaz, kınamaz, hor gözle bakmaz ve eleştiriye asla tenezzül etmez.

Sorulursa güzel örnekler anlatarak bazı açıklamalarda bulunur ama bunu öyle bir titizlikle yapar ki siz kendisini anlatıyor sanırsınız.

Aslında sorunuza cevap vermektedir ama sizi incitip ürkütmez.

Kırılmanıza imkân vermez. Güvenmenizi gerektirecek hiçbir fırsat oluşturmaz.

Eğer anlatılanlar üzerinde düşünürseniz o zaman aslında tahlil edildiğinizi anlar ve size yönelik tatlı ve uyarıcı, yapıcı, inşa edici cümleler söylediğini sonradan memnuniyetle fark edersiniz.

TERZİLİKTEN emeklidir ama aslında emekli değildir. Emektardır.

Her daim yanında iğne ipliği bulunur.

Eğer üzerinizde fark ettiği bir sökük görürse onu muhakkak kendi elleriyle bir çırpıda hallediverir.

Hızır misali yetişir.

O sırada diktiği belki de sadece elbisenizin söküğü değildir.

Hayata dair kırgınlıklarınızı, örselenmişliklerinizi, ötelenmişliklerinizi dikivermiştir.

Kopan hayallerinizi iliştirmiştir birbirine.

ONARMA faaliyeti bunlarla sınırlı değildir.

Çok yönlü hizmet insanı olduğundan vücudunuzdaki bir kırgınlığı da hemen görür.

Moralsizliğinizi, baş ağrınızı veya o sırada husule gelen başka bedensel etkiyi yanınıza sessizce ilişerek teşhis etmeye başlar. Sizin anlatımıza göre avcunun içine elinizi alır ve parmaklarınıza bilgece dokunmaya başlar. Hangi dokunmanın nereyi uyarıp mustarip olduğunuz hangi yakınmayı gidereceğini bildiğinden çalışmasını bu yönde yapar.

Birazdan bahsettiğiniz hiçbir şikâyetin kalmadığını hayretler içinde kalarak görürsünüz.

Sıra önerilere gelmiştir artık.

Sonrasında benzer durumlarla karşılaştığınızda bu işlemi nasıl yapmanız gerektiğine ilişkin tavsiyelerini sıralamaya başlar anlayacağınız netlik ve sadelikte.

Burada biter mi peki, hayır.

Bu sıkıntıların kök nedenleri üzerinde bilgilendirir ve kaynağını kurutmanız için yapılması lazım gelenleri de aktarır.

Gerisi artık size kalmıştır.

İSTANBUL’UN mânevi merkezlerini bilir.

Oralara sıklıkla uğrar ve sessizce ilk bulduğu yere ilişiverir.

Onlarla hemdem olur.

Özel bir ilgi beklemez.

Şamatası yoktur, sırrı sessizliktir.

Kendi meşrebini pazara süren ve keramet yarıştıran ham dervişlerden değildir.

Kendi gözesinden suyunu içer, başka gözelere de hürmet eder.

Göze de saygı duyar. Bu sebeple hep tertemiz giyinir, traşlıdır, kıravatını da ihmal etmez.

GEÇENLERDE vefat eden kardeşimin kızı Berre ile Üsküdar’da çay eşliğinde muhabbeti koyultmuştuk ki, Bahtiyar Delikanlı zuhur etti aniden.

Biriken hasreti kucaklaşarak giderdik.

“Nasılsın Babacığım?” dedim.

“Hep iyi Uğur’um, hep iyi” dedi.

Anlıyorum ki erenler, bunca kötülüğe, yanlış gidişe, ters durumlara, hürmetsizliklere, yaş almışların tecrübelerini hiçe saymalara, tembelliklere, birbirini anlamamalara karşı hep iyi olabilenlere iyi davranmak lazım.

Onlar hayatımızın sönmeyen ve bizi hep ışıtan kandilleridirler.

O ışıkları söndürmeye yeltenmek yerine harlamak için gayret göstermeli ve daha çok istifade etmenin bir yolunu bulmalıyız.

Kalkmadan önce “Yazılarınızı okuyorum, çok ince göndermelerde bulunuyorsunuz” dedi.

Bahtiyar Delikanlı’nın bizim yazılardan alacağı pek bir şey yoktur muhtemelen ama biz onun hâlini, tavrını, duruşunu, nezaketini okumaktan çok şey öğrenmeye devam edeceğiz.

Ya Selâm!

05.10.2023

https://www.istiklal.com.tr/kose-yazisi/bahtiyar-bir-delikanli/794673

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir